Hurşîd-i ezelden nasıl ister ki haberdâr
Olsun daha bir zerreyi derk etmeyen efkâr?
Daha bir zerreyi anlayamayan fikirler,
Ezel güneşinden haberdar olmayı nasıl isteyebilirler?
Bir gün azıcık kazmayı vurdum yere, nâgâh
Aks ettti derinden bana şu nâle-i cangâh.
Zinhâr yavaş vur ki bu toprak yığınında
Bilsen ne kadar baş, ne kadar göz yatıyor âh!
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, günler şu heyulayı da er geç silecektir.
Rahmetle anılmak,ebediyet budur amma; sessiz yaşadım kim beni nereden bilecektir..
...
Zira feryat eder sefalete düşmüş bunca insan;
Onların çığlıklarıyla dolar boşlukta her yan.
Ya Rab, yüreklerdeki bu ses dinmeyecek mi?
Senden çığlıkları dindirecek bir emir inmeyecek mi?