Newest Safahat Quotes

You can find Newest Safahat quotes, newest Safahat book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bir şahsa esir olmayı koskoca bir millet, Yanılttığın için mi ya Rab sanıyor kendine devlet? Saldırgan bir zulüm kılıcı, dünyayı yakıp yıkmaya Ya Rab senin emrinle mi kalkışıyor böyle vurmaya? Zalimlere kahrın o kadar verdi ki meydan; "Mutlak adalet sahibi yok" diyecek ümitsizce vicdan! Yerden çıkıyor göklere kıvılcım saçan ahlar, Gökler ediyor yalnızca bu inleyişleri tekrar! Bir yanda yanar yuvası binlerce evi yıkılmışın, Bir yanda söner pırıltısı milyonlarca gencin. Kalmış eli böğründe felakete uğramış anneler; Evladını gömmüş kara topraklara, inler. Ağlar bir yanda bir sürü talihsiz insan, Ki ekmek parası için olmuş namusundan. Bir yanda, binlerce boynu bükük yetim bekler; Sığınacak yer arıyor yuvası bozulmuş aileler! Şikayet etmekte mazlum, zalim ise artık pişman; Öldürdüğünün kanlı gözyaşlarında boğuluyor o kan akıtan! Hastayı, felakete uğrayanı, çıplağı, yoksulu, Felçliyi, sakati, miskini, düşkünü, Gaddarı, acı çekeni, mahkumu, tutsağı Yazık, şu hadsiz hesapsız topluluğu Sergilemekle un kazanan dünya sahnesi Ilahi, sana kanlı bir seyir gibi gelmez mi?
Sayfa 49
Günümüz Türkçesi
Bana sor sevgili okur, sana ben söyleyeyim, Ki nasıldır şu karşında duran şiirlerim: Bir yığın söz ki içtenliğidir ancak hüneri; Ne sanat taslarım, çünkü, ne sanatkârım. Şiir için "gözyaşı" derler; onu bilmem, yalnız, Aczimin gözyaşıdır bence bütün eserlerim! Ağlarım,ağlatamam;hissederim,söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan çok şikayetçiyim! Oku, şayet sana bir hisli yürek lazımsa; Oku, zira onu yazdım, iki söz yazdımsa.
Sayfa 25
Reklam
Duygusuz olmak kadar dünyada lâkin derd yok; Öyle salgınmış ki mel'un: Kurtulan bir ferd yok!
Bir Mezar Taşına Yazılmıştı:
Şu fânî zindegâniyle hayât-ı câvidânînin, Telâkî-gâhıdır makber denen son menzil-i ârâm. Hayat ölmekle bitmiş olsa bir şey anlaşılmazdı; Evet, bir ömr-i sânî var: Değil hilkat abes mâdâm. Sen ey gâfil beşer, âlemde bir te’mîn-i istikbâl. Edeydim, der çekersin ihtiyârî bir yığın âlâm. Eğer üç günlük istikbâl için ferdâyı anmazsan, Hederdir, korkarım, dünyâda imrâr ettiğin eyyâm . Hakîkî bahtiyâr ancak o âdemdir ki, dünyâdan Giderken mâmelek nâmıyle terk eyler büyük bir nâm. İlâhî! Doğru bir meslek nasıl bulsunlar insanlar, Hakâik hep dururken perde-pûş-i zulmet-i evhâm? (Günümüz Türkçesi) Şu geçici dünya hayatı ile sonsuz ahiret hayatının, Buluşma yeridir mezar denen son dinlenme yeri. Hayat ölmekle bitmiş olsa bir şey anlaşılmazdı, Evet, bir ikinci hayat var: O ki yaratılış boşuna değil. Sen ey gafil İnsan, dünyada iyi bir gelecek kurayım, Diyerek bir yığın acı çekersin gönüllü olarak. Eğer üç günlük gelecek için ahireti anmazsan, Boşunadır, korkarım, dünyada geçirdiğin günler. Gerçek mutlu insan ancak odur ki, dünyadan, Giderken ardında miras olarak büyük bir ad bırakır. Allah'ım! Nasıl doğru yolu bulsun insanlar. Vehimlerin kara perdesiyle örtülü iken gerçekler?
Sayfa 264 - Beyan Yayınları/Orijinali ve Günümüz Türkçesiyle BirlikteKitabı okuyor
Peygamber: "Bir boşanma oldu mu dünyada, semalar titrer!"
Sayfa 255 - Beyan Yayınları/Günümüz TürkçesiKitabı okuyor
"Hayât-ı aile" isminde bir ma'işet var; Sa'âdet ancak odur... Dense hangimiz anlar? Hayât-ı aile dünyada en safâlı hayât, Fakat o alemi bizler tanır mıyız? Heyhat!Sabahleyin dolaşıp bir kazanca hizmetle; Evinde akşam olursan kemâl-i izzetle; Karın, çocukların, annen, baban, kimin varsa, Dolaşsalar; seni kat kat bu hâleler sarsa; Sarây-ı cenneti yurdunda görsen olmaz mı? İçinde his taşıyan kalb için bu zevk az mı? Karın nedime-i rûhun; çocukların rûhun; Anan, baban birer agüş-i ilticâ-yı masûn. Sıkıldın öyle mi! Lâkin, biraz alışsan eğer, Fezâ kadar sana vâsi' gelir bu dar çember. Ne var şu kahvede bilmem ki sığmıyorsun eve? Gelin de bir bakalım... Buyrun işte bir kahve... * * * * (Günümüz Türkçesiyle) "Aile hayatı" diye bir yaşama şekli var; Mutluluk ancak odur... Dense hangimiz anlar? Aile hayatı dünyada en güzel hayat, Fakat o âlemi bizler tanır mıyız? Heyhat! Sabahleyin bir kazanca hizmet için dolaşsan; Akşam da evinde saygıyla, sevgiyle otursan; Karın, çocukların, annen, baban kimin varsa, Dolaşsalar, etrafına kat kat bu hâleler sarsa; Cennet sarayını yuvanda görsen olmaz mı? İçinde his taşıyan kalp için bu zevk az mı? Karın gönüldaşın; çocukların ise ruhun olacak; Annen, baban sığınacak birer güvenli kucak. Sıkıldın öyle mi! Fakat, biraz alışsan eğer, Sana uzay kadar geniş gelir bu dar çember. Ne var şu kahvede bilmem ki sığmıyorsun eve? Gelin de bir bakalım... Buyurun işte bir kahve...
Sayfa 232 - Beyan Yayınları/Orijinali ve Günümüz Türkçesiyle BirlikteKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.