Rûz, ağzında bir nehir kadar berrak, saf, güneş kadar ışıtıcı, kuşluk vakti düşen çiğ taneleri gibi buğulu, hürriyet kadar güzel, tatlı bir gülümseme olduğu halde geldi.
Hürriyetin yüceliğini ancak kölelik ateşiyle dağlanan bilirdi. Mutluluğun tadını, ancak bedbahtlık hastalığına müptela olan algılayabilirdi. Ya da aydınlığın çarpıcılığını, ancak üzerine zorlu, kasvetli, karanlık gece çöken biri anlayabilirdi.
-Sevginin evlilikten önce olması gerektiğini sanırdım. Ancak seninle evliliğim, sevginin başarılı bir evlilik hayatının gölgesinde gelişebileceğini ve serpilip büyüyebileceğini ispatladı.