Genç olmanın, toplumsal bir ayak bağı, bir ilgisizlik damgası, insanı bir parça sıkıntıya sokan ve tedavisinin başlangıcı evlilik sayılan bir durum olduğu -ve o ünlü on yılın sonunda bitecek olan- çağdaydılar hâlâ.
İnsanın bedeninin bazen duygularına dair yalan söylememesi ya da söyleyememesi utanç verici. Görünüşü kurtarmak için kim kalbinin atışlarını yavaşlatabilmiş ya da yüzünün kızarmasının önüne geçebilmiş ki?