Kuyruğa girer ya da bir bekleme odasında bekler diye cebinde her zaman karton kapaklı bir kitap, genellikle de tarih kitabı bulundururdu Edward. Okuduğu şeyleri iyice küçülmüş bir kurşun kalemle işaretlerdi.
İnsanın bedeninin bazen duygularına dair yalan söylememesi ya da söyleyememesi utanç verici. Görünüşü kurtarmak için kim kalbinin atışlarını yavaşlatabilmiş ya da yüzünün kızarmasının önüne geçebilmiş ki?
Genç olmanın, toplumsal bir ayak bağı, bir ilgisizlik damgası, insanı bir parça sıkıntıya sokan ve tedavisinin başlangıcı evlilik sayılan bir durum olduğu -ve o ünlü on yılın sonunda bitecek olan- çağdaydılar hâlâ.