"Susarak, içten içe başlayan ve ansızın nefes alırken ağzımızdan kaçırdığımız dua kelimelerine benzeyen şeyler dolanıyor dudaklarımda. Seni seviyorum... Seni çok seviyorum... Duyulmasını istemediğim için değil bu sessizliğim. Yalnız senin yağmurlarında ıslatmak için çabalıyorum. Yalnız senin damla damla gözlerine hissettirebilmek için, bu denli sakince söylüyorum. Seni seviyorum... Seni çok seviyorum..."
" (...) Şefik, dudaklarında müstehzi bir gülüş; duraksamış, gözü öyle bomboş dalmıştı. Ne düşündüğünü kendi de çıkaramıyor. Hayat, her nedense yozlaştı, garipleşti, terk edilen bir iskele yerine koydu kendini. Uğraklığından epey kaybetmiş, ahşap kapılarının çürümesi, eli kulağında; yalnızlıkla geçen, tüm yaşamın sona ermesini bekleyen bir iskele..." "(...) Karnında olgunlaşan yarasına elini bastırmıştı. Düşünceler içinde eli yarasını daha da derinleştirince, hayallerden sıyrıldı. Adamın ölmesini diledi Derya, hızlı adımlarına bakarken.