Kitaba basladım lakin daha basındayken bunaldım. Ben kitapta karakterlerin abartılmasına karşı değilim fakat gereksiz abartı? Iste bu sıkıyor. Anladım erkek karakter yakışıklı ama Allah aşkına hangi yakisıklı yüz insanı en dertli anında kendinden gecirir? Kadın karakterin başından onca olay gecmis yabancı bir evde yabancı bir yatakta uyanıyor ama karşısına cıkan yakışıklı bir adam için eriyor. Kadınlar böyle basit yaratıklar mı? O an aklı başında her kadın tehlikede miyim? Bu adamın niyeti ne? Yaşayacak mıyım diye düşünür. Bu karakterin hayal dünyasında kırmızı elbise giymiş bir "sürtük" belirip adam söyle güzel böyle güzel diyip duruyor. İc sesi anlarım lakin böyle elbise goymis benlik vs basit geliyor bana. Ayrıca cinselliği basitleştirmesi de nahoş bence. Evet bu konuda rahat kesimler çok. Ama adım başı boyle alelade olması da insanı tiksindiriyor. Kitap Ask Nöbeti kitabına benzetilmiş gibi geldi. Daha başındaki düşüncem bu. Bakalım ilerleyen sayfalarda düzelecek mi yoksa yarım bırakılanlara mı katılacak?
ŞahzadeArzu Khayal · Parola Yayınları · 201995 okunma
Beni bekleyen arabanın yanına vardığımda sürücü koltuğunda oturan kişi aşağıya indi. Bavulumu alarak bagaja yerleştirdi. Yanıma geldiğinde hafif bir gülümseme gönderdi bana.Demirhan ŞAHZADE beni oğlundan kaçırabilecek tek kişiydi.
Duyduklarımın şokuyla gözlerim sonuna kadar açılmıştı. Nasıl yani, ben tuzlu kahveyi Sarhan'a mı vermiştim?
Allah'ım beni yanına al lütfen. Bu utançla yeryüzünde gezemem ben.
Mantıklı iç sesim "Kalbin daha karışık... "dedi. Kalbim neden karışık olsun ki?
O an göğsümün kıyısına tatlı bir acı vurmuştu.
Kalbim titremişti o acıyı hissedince. Anneme daha sıkı sarılıvermiştim.
"Hıımm,babanın ismi ne Çilek?"Kızın yüzünde bahar çiçekleri açtı babasını sorunca.
"Sarhan Şahzade "dedi minik burnunu havaya dikerek. Ay yine şu Sarhan. Görmeden hoşlanmadığım adam....