Yaşar anne ve babasıyla yaşadığı Zeytinburnu'nda bulunan Mahallesi'nde mutlu bir çocukluk geçiriyordu. Dönem 80 önceleri kötü bir dönemdi. Onun için ise önemli olan sadece Necla idi. Arkadaşlarıyla saklambaç oynamayı çok seviyordu çünkü Necla ile saklanır ve onun ellerini tutup onu öptüğün'de mutlu olurdu. Bir gün babasından kendisine iş bulmasını
Düşündükçe çaresizlik biriktiriyor, bunları harmanlayarak çare üretmeye çalışıyordu. Bu binlerce "yok"u bir torbaya atıp gözünü kapayarak bu torbadan "var" çıkarma çaresizliğiyle de, git gide sessizliğe bürünüyordu. (S:49)
KİTAP YORUMUM: Gerçek aşklar bazen küçük iken başlar. Yaşarın da öyle olmuştu. Sevdiğini kaybetmemek adına alınan bisiklet aslında babasının çaldığı bisiklet anne ve babasının sonu olacaktı. Hatta Yaşarın da hayatını sonsuza kadar değiştirecek tamamen sevdiği kızı belki de kaybetmesine neden olacaktı.
Ailesinin katili onu da öldürebilirdi ve
SAKLAMBAÇ OYNAYALIM MI?
“Seven için sevdiği, ekmekti, suydu, havaydı. Yağmurda korunacak dam, fırtınada sığınılacak liman, uçurumda tutunacak dal, güneşte saklanılacak bir çınar gölgesi…”
“Ne olursa olsun verdiğin sözleri mutlaka tut. Ya da tutamayacağın şeyler için asla söz verme. Bu onurlu, şerefli ve haysiyetli biri olmak için gerekli olan