Salamina Askerleri (Ciltli)

Javier Cercas

Salamina Askerleri (Ciltli) Quotes

You can find Salamina Askerleri (Ciltli) quotes, Salamina Askerleri (Ciltli) book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Daima geçimsiz, kibirli ve otoriter bir adam olmuştu ama küçük hesaplar güden, kinci biri değildi ve bundan ötürü o dönemde ofisinin bekleme odası savaşın sonunda mağlupların konduğu hücrelere mahkûm edilmiş eski tanıdıkları ya da dostları için aracılık etmesini talep eden tutuklu yakınlarıyla dolup taşıyordu.
Bunun üzerine Sánchez Mazas ile José Antonio'yu anımsadım ve belki de yanılmadıklarını düşündüm, belki de son dakikada uygarlığı kurtaranlar hep bir avuç askerden ibaretti. "Sánchez Mazas ile José Antonio'nun düşünemediği şeyse, bu en son noktadaki bir avuç askerin ne onlar ne de onlar gibi birileri değil; dört Faslı, bir siyah ve orada şans eseri ya da kör talih nedeniyle bulunan tornacı bir Katalandan oluşacağıydı. Birisi Miralles'e bizleri, yani hepimizi, en karanlık zamanlardan çekip çıkaracak olanın kendisi olacağını söyleseydi gülmekten kırılırdı. Muhtemelen tam da bundan ötürü -o an, uygarlığın kendisine bağlı olduğunu aklının ucundan geçmediğinden- hem uygarlığı hem de bizi kurtarmıştı.
Reklam
Mazaslar, edebi eğilimlere ve liberal kökene sahip, Miguel de Unamuno'yla akrabalığı olan, kökleri asilzadelere dayanan, klan gibi bir aileydi. Sánchez Mazas'ın roman kahramanlarını kurgularken esinlendiği, ona bastırılamayan soylu aylaklık eğilimini ve inatçı edebiyat tutkusunu miras bırakan Bilbao'nun seçkin zümresiyle sağlam bağları vardı. Edebiyat tutkusu, aynı zamanda kurnaz ve okumuş bir kadın olan annesine de değip geçmişti. Öyle ki erken dulluğun verdiği tüm enerjisini, kendi istemediği ya da girişmeyi beceremediği yazarlık mesleğinde oğlunun işini kolaylaştırmaya vakfetmişti.
“Bakın ne diyeceğim, barışta kahramanlar yoktur, belki daima yarı çıplak gezen ufak tefek yerli bir kahraman olabilir. Ama o bile bir kahraman değildi veya sadece öldürüldüğünde kahraman olmuştu. Kahramanlar sadece öldürdüklerinde ya da öldüklerinde kahraman olur. Yaşayan kahraman diye bir şey olmaz, genç adam. Hepsi ölmüştür. Ölmüştür, ölmüştür ve ölmüştür. İşte o kadar."
O korkunç pazartesi akşamüstü ve gecesi boyunca sokaklardaki isyanı ve ilerleyen günlerde devrim çılgınlığını bastırmak için dövüşmüştü. Generalitat hükümetinin çekimser ve kararsız tutumundan yorularak, Durruti özgürlükçü kuvvetlerine katıldı ve Zaragoza'ya çarpışmaya gitti. Gel gelelim, ne isyancılar üzerindeki zaferin yarattığı sarhoşluk ne de yaptığı uzun okumaların ürünü ateşli idealizm, Katalan köylülerine has sağduyusunu büsbütün silebilmişti ve tez zamanda hatasını anlayıp, coşkulu amatörlerden oluşan bir orduyla savaş kazanmanın imkânsız olduğuna kanaat getirdi; sonra da ilk fırsatta cumhuriyetin düzenli ordusuna yazıldı.
Maria korkmadı. Yirmi altı yaşını doldurmuştu, okuma yazması olmayan, çalışkan, buğday tenli bir kızdı. Savaş onun için erkek kardeşinin cepheden gönderdiği mektuplardan ibaret bir muamma ve bir zamanlar evlenme hayalleri kurduğu Palol de Revarditli bir gencin iki sene önce hayatına mal olan mantıksız bir karmaşadan ibaretti.
Reklam
İlber, Bardakçı, F.Altaylı vs…
O dönem Agustín Foxá ona, "Eskiden bir yazar ve siyasetçiydin Rafael," der. "Bundan böyle yalnızca bir milyoner olacaksın." Foxá bir yazar, siyasetçi ve bir milyonerdir, ayrıca Sánchez Mazas'ın hayatından çıkmamış olan sayılı dostlarından biridir. Aynı zamanda nüktedan bir adamdır ve çoğu nüktedan gibi sıklıkla haklı çıkar. Halasının mirasını aldıktan sonra, Falanj'ın Politbüro üyeliğinden kurucu meclis avukatlığına ve Prado Müzesi Yönetim Kurulu Başkanlığına kadar, Sánchez Mazas'ın çeşitli siyasi görevler üstlendiği doğru olsa da bunların zamanını pek işgal etmeyen, kırklı yılların ortalarından itibaren sıkıntılı bir angaryadan sıyrılırcasına birer birer bıraktığı, daima ikincil ve sözde görevler olduğu da, zaman ilerledikçe kamusal hayattan silindiği de doğrudur. Öte yandan bu durum, kırklı ve ellili yıllarda Sánchez Mazas'ın gizli Franco muhaliflerinin arasına katıldığı anlamına da gelmemelidir; onun, rejimin ona ve İspanyol hayat tarzına dayattığı düşük entelektüel seviyeyi ve vasatlığı küçümsediğine şüphe yok ama o yaşantının içinde kendini kötü hissetmiyordu, yeri geldiğinde, hem tirana hem de onun —zevksizliği ve aptallığı yüzünden özel hayatında yerden yere vurduğu— karısına yönelik en yüz kızartıcı kasideleri uluorta düzmekten geri kalmıyordu, ayrıca meşru bir hükümeti yakıp yıkarak hayalini kurduğu şairler ve Rönesans liderlerinin heybetli rejimini değil de dolandırıcıların, yontulmamışların ve serserilerin sıradan hükümetini kuran savaşı ateşlemek için var gücüyle gayret göstermiş olduğu için de pişman değildi.
Veya daha kapsamlı dile getirmek gerekirse Faulkner'in dediği gibi geçmişin asla geçmediğini, geçmiş olmadığını, son sözün başında Eliot'tan iki kez alıntı yaptığım o dizelerin gerçek manasını idrak eder; özellikle de şunun manasını: If all time is eternally present All time is unredeemable. (Ebediyen mevcutsa cümle zaman Hiçbiri geri döndürülemez.”
2015 Baskısına SonsözKitabı okudu
Belki de tek vasfı savaştan sağ çıkmış olmaktı ve bu yüzden hayatının sonuna geldiğinde, kendisini ömrünün sonbaharını yaşayan, hüsrana uğramış bir büyük adam olarak görmeyi severdi, pek büyük şeyler yapabilecekken hemen hiçbir şey yapmamış biri gibi.
Kimin söylediğini bilmiyorum ama savaşı kazanan kim olursa olsun şairler daima kaybeder denir.
357 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.