Şimdi ufak sedirdeki yastıkların arasında yan yana oturuyorduk. Rahat etmesi için arkasına, kolunun altına bir iki yastık sıkıştırdım. Sonra çayını takdim ettim. Astragandan yumruk kadar ufacık manşonunu yanına bıraktı. Ben bir kuştüyü yastığa yaslanmış, bu zarif güzelliği seyrediyordum. Bir aralık yine kadehini uzatarak:
“Biraz tutar mısınız?”