Saltanata Giden Yolda Mu’aviye B. Ebi Sufyan Posts
You can find Saltanata Giden Yolda Mu’aviye B. Ebi Sufyan books, Saltanata Giden Yolda Mu’aviye B. Ebi Sufyan quotes and quotes, Saltanata Giden Yolda Mu’aviye B. Ebi Sufyan authors, Saltanata Giden Yolda Mu’aviye B. Ebi Sufyan reviews and reviews on 1000Kitap.
Mu'aviye'nin en önemli prensiplerinden birisi de parasının iş gördüğü yerde konuşmaya, konuşmanın iş gördüğü yerde kırbaca, kırbacın iş gördüğü yerde kılıca gerek duymayışıdır. Bütün bunların kifayet etmediği yerde ise güce başvurmuştur.
Kur'an-ı Kerim'de onlarca ayet geçmişe işaret ederek hal-i hazırdaki ve gelecekteki hayata çeki düzen verilmesini ister yani tarihin sadece geçmişte cerayan etmiş bir takım hadiselerden ibaret olmadığını dikkatleri çeker.
İslam tarihinin dönüm noktalarından birisi olan, Halifelikten saltana geçiş yapan Muaviye hakkında bilgi almak için çok güzel bir eser olmuş. Ayrıca Cemel vakası, Sıffin savaşı, Haricilik, Hz. Osmanın ölümü üzerine önemli bilgiler içeren bir eser olmuştur. Tavsiye ederim.
Kitabı henüz bitirdim. Kitap kendi başına akla takılan bütün sorulara net bir cevap veremediği için ( ya da bana öyle geldi) bu konu üzerinde yazılmış yüksek lisans tezlerini okuma, yapılmış konuşmaları dinleme lüzumu gördüm. Netice itibariyle bu tür konular üzerine kitaplar hazirlanirken kaynak olarak Abbasilerin neşirleri kullanılıp, Emevi hanedanlığından geriye birşey birakilmadigi için bir yargılamada bulunup vebal altinda kalmamanizi salık veririm. Her iki halife de İslam'ın galebesi için çok mühim işler yapmış, lakin fitnecilerin ve bozguncularin hainlikleri, günümüze kadar hiç bitmeyen bir ikililiği ortaya çıkarmıştır. Ben şahsen Şii itikadının sapkınlıkları yüzünden ehli beytin daha iyi anlaşılması gerektiği kanaatindeyim. Hz. Muaviye içinse menfi sözler söylenmemesi gerektiğini belirteyim.
Hasan el-basri'nin aynı zamanda idareye bakış açısını yansıtan ve genelde müslümanların Mu'àviye ve idarecileri hakkındaki kanaatlerini içeren tavrı önemlidir.buna göre o, Mu'àviye hakkında, "Mu'àviye için dört günah vardır ki onlardan sadece biri olsa dahi,onun büyük günah işlediğini gösterir." Demiş ve bu hususları söyle sıralamıştır:
1.fazilet sahipleri ve sahabenin hayatta kalanları varken,onlarla meşveret etmeden,sefihleri iş başına getirip ümmetin arasını bozması, 2.şarap içtiği,ipekli giyip tambur çaldığı ortaya çıktıktan sonra yezid'i kendine halef tayin etmesi, 3. Peygamber'in hadisine rağmen ziyad'ı nesebine katması, 4.hucr b.adiyy'i katletmesi."
Yalnız burada ortaya çıkan husus,her iki halde de Abdurrahman'ın Suriye'de şahsına teveccüh gösterilen bir kimse olması ve Mu'àviye'nin bundan rahatsızlık duymasıdır.neticede Mu'àviye Abdurrahman'dan kurtulmanın yolunu,onu zehirletmekte bulmuştur.bu yol, Mu'àviye'nin daha önce de başvurduğu ve bu işe gayr-i müslimleri aracı yaptığı bir yoldur.bu olayda da ibn asal ismindeki, muhtemelen Hristiyan olan bir tabibi,kendisinin haracdan muaf tutulması ve hımıs şehrinin haraç görevliliğine tayin edilmesi karşılığında Abdurrahman'ı zehirlemekle görevlendirmiştir.