Konuşan Kafalar

Sanat

Slavoj Zizek

Sanat Quotes

You can find Sanat quotes, Sanat book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
İlk önce, herkes zincirlerinden kurtulmakta zorluk çeker; ama sonunda, bu kurtulmadan da kurtulmak zorunda kalır! Her birimiz, oldukça farklı şekillerde olsa da, zincir hastalığından acı çekmeliyiz. Zincirlerimizi kırdıktan sonra bile.
“Burada konuşan benim, haki­kat” - kendim ve ben olmayan.
Reklam
eğer olgular, teoriye uymuyor­sa, kendileri bilir!
Beni "insan olarak özne" yapan şey, simgesel kimliğime indirgenemeyecek olmam ve nevi şahsına münhasır özellikler sergiliyor olmamdır .
Slavoj Žižek doğdu,kitaplar yazıyor ve ölecektir.
Richard Wagner, genç bes­tecilere tavsiyesinde, bestelemek istenilen müzik par­çasının sınırlarını dikkatle belirledikten sonra her şeyi silmeleri, yalnızca, karanlık bir boşlukta serbestçe gezi­nen yalnız bir kafaya odaklanmaları gerektiğini; ve bu beyaz hayaletin dudaklarını oynatıp besteyi mırıldan­maya başladığı ana kadar beklemeleri gerektiğini yazmıştır - bu müzik, bestelenecek eserin özü olacaktır. Bu prosedür, kısmi nesneye şarkı söyletmek değil midir? Şarkı söyleyen, bir insan (bir özne) değildir — nesnenin kendisi şarkı söylemeye başlamalıdır.
Reklam
ilk önce, herkes zincirlerinden kurtulmakta zorluk çeker; ama sonunda, bu kurtulmadan da kurtulmak zorunda kalır! her birimiz, oldukça farklı şekillerde olsa da, zincir hastalığından acı çekmeliyiz. zincirlerimizi kırdıktan sonra bile.
Ancak gene de, önemli olan gerçekliğin bir kısmının, kısa bir an için, kâbusumsu bir görüntü olarak (yanlış)algılanmış olma­sıdır- ve Gerçek’in bu görüntünün içinden parlamasın­dan ötürü, bu görüntü, bir şekilde, “gerçekliğin kendi­ sinden daha gerçek”tir. Kısaca, gerçekliğin hangi par­çasının, fantazi üzerinden “işlev-ötesileştirilmiş” olduğunu, böylece gerçekliğin bir parçası olması rağmen, kurgusal bir biçimde algılandığını anlamalıyız. Kurgu olarak gerçeği ifşa etmekten/onun foyasını meydana çıkar­maktan çok daha zor olan, kurgunun içindeki “gerçek” gerçekliği tanımaktır.
O halde hangisi daha radikal? Sanat mı, bilim mi? Doğru seçeneğe karar vermek o kadar da kolay değil. Bilim, yüceleştirmeyi, “patolojik olanı” dışarıda bırak­mayı son noktasına götürür; ancak tam da bu nedenle, Şey’i de dışarıda bırakmış olur. Sanatta ise, yüceleş­tirme tamamlanmamıştır - sanatçı deneysel gerçekli­ğin (bir parçasına) tutunur, ancak yüceleştirmenin bu tamamlanmamışlığı, sanatçının bu “patolojik” arta kalanı “Şeyin itibarı”na yükselterek Yüce etkisi ürete­ bilmesini sağlar. Bu noktada, “İdea’nın duygulu tezahü­rü” şeklindeki Hegelci sanat formülünün muğlaklığıyla karşılaşırız.
gerçek tarafından alt üst edilen özne, kendisinin ve dünyasının güçsüz bir seyircisine dönüşür.
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.