Ne var ki bazıları yaşlanır ama olgunlaşmazlar; ömürlerin sonuna kadar başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğü en önemli konu olarak kalır. Beğenilmek, sevilmek ister ve bütün güçleriyle bunu sağlamak için uğraşırlar.Bazıları da belli bir olgunluğa erişince, kendilerini beğendirmeye çalışmaktan vazgeçer ve dünyayı daha rahat bir gözle seyretmeye başlar. Bu aşamada kişinin nasıl göründüğü sorusu önemini kaybeder; bunun yerine kendisinin dünyayı ve insanları nasıl gördüğü öne çıkar.
"Savaş bir erkek davranışıdır!" dersek, pek de haksız sayılmayız. Bir kadın, erkek gibi yok edici olamaz. Çünkü bir insan doğurmanın ve yetiştirmenin ne demek olduğunu bilir.
Erkek gibi dölleyip yoluna gitmemiştir o. Çocuk doğurmanın acısını, sancısını çekmiş, canından can kopmasının şiddetini yaşamıştır.
Sonra o çocuğu emzirmiş, beslemiş, yirmi yıl üstüne titremiştir.
Erkekler çocuğu alır, asker yapar, cepheye gönderirler ve "Bum!"; çocuk artık yok!
“Savaş bir erkek davranışıdır!” dersek, pek de haksız olmayız.
Bir kadın, erkek gibi yok edici olamaz. Çünkü bir insan doğurmanın ve yetiştirmenin ne demek olduğunu bilir..
Eğer iyi oturtulmuş bir dizeyle kanatlanıp uçmuyorsan, eğer edebiyatın, müziğin, resmin büyülü evreniyle kendinden geçmiyorsan; onca para pul, iktidar neye yarar ki!