(Siyasal, Sosyal ve Kültürel Yönüyle)

Sancak'tan Vilayet'e Hatay (1921-1960)

Volkan Payaslı

Sancak'tan Vilayet'e Hatay (1921-1960) Posts

You can find Sancak'tan Vilayet'e Hatay (1921-1960) books, Sancak'tan Vilayet'e Hatay (1921-1960) quotes and quotes, Sancak'tan Vilayet'e Hatay (1921-1960) authors, Sancak'tan Vilayet'e Hatay (1921-1960) reviews and reviews on 1000Kitap.
Osmanlı ordusunun, Suriye'den çekilmesi sonucu Hatay'da halk üçe bölünmüştü. Birinci kısım halk Faysal Hükümeti'nin, ikinci kısım Ankara Hükümeti'nin, üçüncü kısım Fransız mandaterliğinin Sancak'ta hüküm sürmesini istemiştir. Arap, Fransız ve Türk cereyanlarının çarpıştığı bu kaotik ortamda eğitimin işleyişi bozulmuş, okullara hoca bulunamamış, medreseler birer birer kapanmıştı. Aynı zamanda Dünya Savaşı'nın yarattığı ekonomik buhran nedeniyle Türkiye'nin çoğu yerinde olduğu gibi Hatay'da da medreseler kapanmaya başlamıştı. Ancak medreselerin kapatılması halkın ikiye bölünmesine neden olmuştur. Medreselerin kapanması, kimi kesimlerce olumlu karşılandığı gibi kimi kesimlerce olumsuz karşılanmıştır. Medreselerin kapanmasını olumsuz karşılayanlar, genellikle yaşlılar ve medrese hocaları arasında görülmekteydi. Onlara göre medrese İslam medeniyetinin bir sembolüydü. Dini öneminin yanı sıra çocuklara okuyup yazmayı öğreten bir kurumdu.
Sayfa 273 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Sinema ve kahvehanelerin çoğalması şehirdeki kutuplaşmayı da arttırmıştır. 1930-1934 Sancak'ta Araplar ile Türkler arasında çekişmelerin arttığı yıllardır. Bu çekişmenin kahvehanelere de yansıdığını görmek mümkündür. Arap Alevilerinin yoğunlukta olduğu kahve, Fuat Sahillioğlu tarafından 1930 yılında hizmete girmiş olan İnci Kahvehanesi'ydi. Türklerin yoğun olduğu kahve Asmalı Bahçe yazlık kahvesiydi. Özellikle 1934'te Çınaraltı Kahvehanesi'nde Araplarla-Türkler arasında çıkan kavgalardan dolayı, Araplar Dr. Basil Huri'nin Çiçek Kahvesi'ne gitmişlerdir. Vali Konağı'nın hemen yanında bulunan Oruk Pınarı Kahvesi de Türkiye yanlısı Türklerin uğrak yeriydi. Özellikle kahvede İstanbul'dan gelen gazeteler okunmuştur.
Sayfa 237 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Esra Demirci Akyol, yapmış olduğu alan çalışmasında, Amik Gölü'nün kurutulmasıyla ortaya çıkan toprakların Türkmenlere verildiğini belirtmiştir. Aynı zamanda bölgeye Özbeklerin ve bir afet sonrası Samsun'dan gelen göçmenlerin yerleştirildiğini, onlara da toprak verildiğini, bu işle bir milletvekilinin uğraştığını ifade etmiştir. Aralık ayına doğru İskenderun'a Bulgaristan'dan gelen göçmenleri yerleştirmek için komiteler kurulmuştur. 28 Şubat 1951'de 158 aileden oluşan Bulgar kafilesi İskenderun, Dörtyol ve Erzin başta olmak üzere Hatay'ın ilçelerine yerleştirilmişlerdi. Göçmenlerin 98'i Reyhanlı Devlet Çiftliği'ne, 30'u Erzin'e 15'i Kuzuculu Köyü'ne, 15'i ise Dörtyol'un İcadiye Köyü'ne yerleştirilmişlerdi.
Sayfa 233 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Ermeniler kamyonlarla ve denizden şileplerle Suriye'ye, ABD'ye Avrupa'ya göç etmişlerdir. Ermenilerden kalan bağ ve bahçeler bölgeye yerleştirilenlerin malı olmuştur. 10 Ağustos 1939'da Şükrü Balcıoğ "Hatay ve Göçmen İskânı" adlı makalesinde, Hatay'da boş arazinin olduğunu, buraların göçmen iskânı için uygun olduğunu, Cumhuriyet idaresinin bölgedeki iskân politikasını desteklediğini belirtmişti. 29 Aralık 1939'da Hatay Valisi Şükrü Sökmensüer ile irtibata geçilerek Erzincan depremzedelerinin Hatay'a yerleştirilmesi Dâhiliye Vekâleti'ne bildirilmişti Ocak 1940'ta 3000 felaketzede Hatay'ın Reyhanîye, Kırıkhan, İskender ilçelerine yerleştirilmişti.
Sayfa 230 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Atatürk'ün ölümü ve İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığına geçişinden sonra iltihakla birlikte göçler hızlanmıştır. İkinci Dünya Savaşı'nın hüküm sürdüğü yıllarda göçmenleri taşımak için 400 askeri araç ve 2 gemi kullanılmıştır. Musa Dağı Ermenileri yürüyerek Lazkiye'ye geçiş yapmışlardır. Hatay'dan göç edenler yaklaşık olarak 48.000'i bulmuştur. Ermeniler, 26.500 kişi ile göç edenler içinde başı çekmiştir. Onları 11.500 kişi ile Ortodokslar, 6.000 kişi ile Araplar, 3.000 kişi ile de Aleviler izlemiştir. Alevilerin neden göç ettikleri konusunda fazla bilgi olmamakla birlikte, büyük olasılıkla Suriye'deki akrabalarının varlığı ve Hatay'daki yeni rejimin neler getireceği korkusu olmuştur.
Sayfa 229 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
DP kısa zaman içerisinde Hatay'da örgütlenmeye çalışsa da CHP ve onun propagandasını yapan Yenigün ve Atayolu gazetesi vasıtasıyla bu örgütlenmenin önüne set çekilme yoluna gidilmiştir. Nisan 1946'da Rahmi Apak, Hatay'da DP'nin güçlenmemesini istemiştir. Zira bunu şu konuşmasında da çıkarmak mümkündür: "Hatay bir hudut vilayetidir. Suriyeliler bu topraklar üzerinde hak iddia ediyorlar. Böyle bir mıntıkada ikinci partinin kurulup muvaffak olması devletin otoritesini sarsar. Binaenaleyh DP'nin burada muvaffak olmaması lazımdır. DP'den bir tek kişi seçimi kazanırsa ben artık Hatay'a ayak basmam." Apak'ın söylemlerinde CHP'nin bölgenin geleceği için Hatay'da seçimleri kazanması şarttı.
Sayfa 88 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Reklam