Sandalım Geliyor Varda

Osman Cemal Kaygılı

Sandalım Geliyor Varda Hakkında

Sandalım Geliyor Varda konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
7.5/10
6 Kişi
16
Okunma
4
Beğeni
1.135
Görüntülenme

Hakkında

Kenar mahallede yetişmiş olan Osman Cemal Kaygılı, yaşamı boyunca yetiştiği çevreden kopmamış, halkın törelerini ve gündelik uğraşlarını bütün eserlerine yansıtmıştır. Kaygılı, halk varlığını ve kişileri sanat için gerçek bir motif olarak ele almıştır. Bu nedenle, eserlerinde karşımıza çıkan kişiler edebiyatımızdaki kalıplaşmış, klasik türden değildir. Bu tiplerin edebiyatımıza ilk kez onun eserleriyle girdiğini söyleyebiliriz. Hikayelerinde de kenar mahalle tiplerinin duyuşları, yaşantıları, şivelerini sıkça kullanan Kaygılı, adeta bunları en canlı örnekleriyle günümüze taşımıştır. Osman Cemal Kaygılı´nın hepsi bir köşede unutulan hikayelerinin biraraya toplandığı bu eserde, Haliç çevresi, Kağıthane ve İstanbul´un diğer varoluşlarında yaşanan cıvıl cıvıl bir hayat bulacaksınız.
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 12 dk.Sayfa Sayısı: 254Basım Tarihi: Nisan 2004Yayınevi: Selis Kitapları
ISBN: 9799758724382Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 30.0
Erkek% 70.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Osman Cemal Kaygılı
Osman Cemal KaygılıYazar · 12 kitap
Osman Cemal Kaygılı (d. 4 Ekim 1890, İstanbul – 9 Ocak 1945, İstanbul), Türk yazar. Roman, hikâye, oyun, sözlük ve araştırma-inceleme türlerinde eserler yazmıştır. Yaşadığı dönemde edebiyat dünyasının dışında kalmış Kumkapı, Kasımpaşa, Samatya, Hasköy gibi semtleri; bu semtlerdeki sosyal hayatı; çingeneler, tulumbacılar, hovardalar, akşamcılar, külhanbeyleri gibi tipleri; meyhâneler, kahvehâneler, gazinolar gibi eğlence yerlerini, eserlerine malzeme olarak seçmiştir. Ahmet Mithat’la başlayan Hüseyin Rahmi ve Ahmet Rasim’le süren geleneğin son halkası olarak değerlendirilir. 1932’de tefrika edilen "Argo Lügatı" adlı eseri, Türkçe’nin ilk argo sözlüklerindendir. 1890 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası mahallenin bakkalı Mustafa Efendi, annesi Ülfet Hanım’dır. Orta öğrenimini Eğrikapı Merkez Rüştiyesi'nde tamamladıktan sonra Menşei Kuttab-ı Askeriye'yi (Askeri Kâtip Yetiştirme Okulu) bitirerek Erkan-ı Harbiye-i Umumiye dairesinde (1906), Kıtaat-ı Fenniye Müfettişliği kaleminde çalıştı (1909).İkinci Meşrutiyet’in ilânından sonra İttihat ve Terakki Fatih Kulübü’ne üye oldu. İlk yazısı Baha Tevfik'in Eşek adlı güldürü dergisinde yayımlandı. Yazarın bu dergide birkaç mizahî yazısı daha yayımlanır. Şebâb dergisinde e de mizahî manzumeler ve yazılar yazmaya başlasa da asker olduğundan bu yıllarda yazarlığı meslek edinemedi. 1912’de Tepebaşı Tiyatrosu’nda bir gösteride taşkınlık yapmasından ve Mahmut Şevket Paşa suikastına adının karışmasından sonra bir çok muhalif aydınla birlikte Sinop'a sürgün edildi. Sinop’ta üç yıl kaldı. Döndüğünde Kıtaat-ı Fenniye Müfettişliği’ndeki görevine devam etti. I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla seferberlik ilan edilince bir süre kâtiplik göreviyle gezici tümenlerde bulundu. Hastalığı nedeniyle emekliye ayrıldı (1918). Geçimini sağlamak için pazarcılık, vapurlarda biletçilik gibi çok çeşitli işler yaptı. Geçimi için tiyatrculuk da yapan Osman Cemal’in ortaoyununda kavuklu, pişekar ve zenne rollerinde bulunduğu, karagöz oynattığı, çok sayıda taklit yapabildiği bilinmektedir. 1920 yılından itibaren devrin gazete ve dergilerinde yazılar yayımlamaya başladı. Sürgündeyken yazdığı ilk hikâyesi Çuvalcı Şeyhinin Halefi Alay dergisinde yayımlandı. 1921’de Güleryüz dergisinde O.C. imzasıyla hikâye ve mizahî şiirler yayımladı. 1922 yılında Aydede dergisinde yazmaya başladı. Asıl ünü Akbaba dergisinde yakaladı. Bazı yazılarında "Anber" takma ismini kullandı. 1923’te de ilk hikâye kitabı Altın Babası yayımlandı. Bunu diğer hikaye kitapları izledi. Semih Lütfi’nin çıkardığı Zümrüd-i Anka’da (1923), daha sonra yayın hayatına giren Yıldız’da (1924), Papağan adlı mizah dergisinde (1924-1926) hikâye ve mizahî yazılar yazdı. 1928’den itibaren gazetelerde daha çok fıkra yazarı olarak tanındı. Sabah, İkdam, Payitaht, Alemdar, Akşam, Cumhuriyet, Yenigün, Son Saat, Vakit, Son Posta, Kurun, Haber, Açıksöz, Son Telgraf düzenli olarak yazdığı gazetelerdendir. Cumhuriyetten sonra İstanbul İmam Hatip Okulu'nda, Çemberlitaş Ortaokulu'nda, Fener Kız Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. 1926 yılında Leman Hanım’la evlenen yazarın bir oğlu oldu. Oğlunu üç yaşında iken kaybetmek onu derinden etkiledi. 1928 yılında Kaygılı soyadını aldı. Oğlunun ardından annesini, 1934’te eşi Leman Hanım’ı kaybetti. 1935’te ikinci eşi Sabriye Hanım ile evlendi. 1931’d Yeni Gün gazetesinde İstanbul’un Köşe Bucağı başlığıyla gezi yazıları yayımladı. 1932’de Haber gazetesinde "Argo Lügatı" adlı eseri tefrika olarak yayımlanmıştır. Bu eser, Türkçenin ilk argo sözlüklerindendir. 1935’te Tulunbacı Edebiyatı adıyla tefrika edilen halkbilim çalışmasını 1937’de kitap olarak yayımladı. Midesinde kanser, ciğerlerinde verem tespit edilen yazar 9 Ocak 1945’te hayatını kaybetti.