Okuma süreci uzun zamana yayıldığı için de olabilir ama aslında beğenip beğenmediğimi bilmiyorum, orta halli bir kitaptı diyebilirim.
Bir şekilde bir araya gelmiş, birbirinden farklı insanların günlük hayatını anlatıyor. Aşırı ilgi çekici bir şey yoktu bence, basit hayatlar, ufak tefek heyecanlardı gördüğüm. Az biraz hareketlenme dışında monoton yaşamlar ele alınmış, pek düşünce barındırmıyor, beklentiye girmeden öylesine okunabilir.
sürekli ertelemiştim sonunda okuyabildim aşırı beğendim çok sürükleyiciydi ne ara bitti anlamadım bile ( ilk başları biraz sıkıcıydı ama ortalara doğru daha çok sarıyor) mutlaka okuyun cerezlik
Monterey'in Sardalye Sokağı, adını buradaki konserve fabrikalarından alır. Evsiz barksız bir grup genç ve elebaşları Mack, bakkal Lee Chong, hayat kadını Dora ve kızları, ressam Henri ile Steinbeck'in yakın dostu Edward Ricketts'tan esinlenerek yarattığı biyolog Doc bu sokağın sakinlerindendir.
Steinbeck, Monterey üçlemesinin ikinci kitabı olan ve Yukarı Mahalle'nin izinden gittiği bu kitapta, Mack ve dostlarının başlarına gelenler ve yaşadıkları iç çatışmalar etrafında sokağın sakinlerinin sımsıcak hikâyesini anlatıyor.
Öncelikle çıtır çerez, hızlıca okunacak bir kitap diyebilirim. Kitaptaki birçok karakter için günümüzün modern (!) dünyasının psikoloji patolojisinden tanı konabilirdi. DEHB, ÖÖG, depresyon gibi.. Ancak öylesine birlik olmuş, birbirlerini oldukları halleriyle kabullenen Sardalye Sokağı sakinleri için hiçbiri dert değil. Severek okudum.
Sardalye Sokağında gündelik hayatlar devam ederken kendi hayatınıza dair düşüncelere kapılmanız mümkün.İyi vakit geçirebileceğiniz bir karakterin yanına takılıp mahallenin hallerini izleyebileceğiniz bir havası var.
Sardalye SokağıJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20173,089 okunma
