Aralık 1914

Sarıkamış Faciası

Süleyman Kocabaş

Featured Sarıkamış Faciası Posts

You can find Featured Sarıkamış Faciası books, featured Sarıkamış Faciası quotes and quotes, featured Sarıkamış Faciası authors, featured Sarıkamış Faciası reviews and reviews on 1000Kitap.
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 16 hours
Sarıkamış Harekâtı'nı konu alan yazar, bu Harekatı duygusal açıdan ziyade sivil ve askeri yöneticilerin başarısızlıklarını vurgulayarak, hatalarıyla ve sonuçlarıyla değerlendirip kaleme almıştır. Sarıkamış' ta Allahuekber dağlarında, kışın ne ne demek olduğu hesaba katılmadan; koordinasyon, teçhizat ve gıda eksiklikleri olmak üzere ayrıca askerlerin yazlık üniformalar ile harekata hazırlıksız gönderilmeleri birçok dramatik hadiselerin yaşanmasına ve Muharebemizin böyle ağır bir kayıpla sonuçlanmasına sebep olmuştur. Bu durum Sarıkamış Harekatı'nın iç yüzünü ortaya çıkarmaktadır. Önemli bir husus daha var o da, tek bir kurşun dahi atmadan 90 bin askerimizin donarak şehit olduğu yalanıdır. Askerlerimiz sadece donarak şehit olmadı çarpışarak şehit olan askerlerimiz de var donarak şehit olan askerlerimiz tahmini 36 bin, hasta olup sonradan şehit olan askerlerimizle birlikte tahmini rakamlar 50-60 bin civarıdır. Harekatın sonunda Enver Paşa basına sansür uygulamıştır. Sarıkamışta biz kazandık haberi verilmiş ve basına bu şekilde lanse edilmiştir. Sarıkamışta geri çekilmemiz, yenilgimiz ve asker kayıplarımız yazılmamış ta ki bu durum 1921 yılında Şerif isimli bir Yarbay hatıralarını yazıncaya kadar devam etmiş. İnsanlar o zaman Sarıkamışta bunların yaşandığını öğrenmeye başlamışlar ve Sarıkamış olayı açığa çıkmıştır.
Sarıkamış Faciası
Sarıkamış FaciasıSüleyman Kocabaş · Bayrak Yayıncılık · 201263 okunma
İşte ordu 22 Aralık 1914'de taarruza başladığı zaman kış ve mahrumiyetler, iyi giyinmemiş, iyi beslenmemiş ve uzun yürüyüşlerle erimiş olan askeri yıpratmakta, ordunun arkası ise lekeli tifo ve hummayi racia salgınları ile çoktan çevrilmiş bulunmakta idi...
Reklam
"Bir yanda kar, bir yanda soğuk, bir yanda kirlenmişlik, bir yanda bit, açlık. En kötüsü ne yapacağımızı bilememek. Küçük gruplar halinde ormanda dolaşıyoruz; bazen savaşıyoruz, bazen çekiliyoruz. O kadar dolaştık ki ormanda, bazen ilk kaldığımız, altında ateş yaktığımız, geceleri gecelediğimiz ağacın altına gece farkında olmadan yine geldiğimiz oluyordu. Ama gruplarımızdan kayıplar olduğunu da görüyorduk."
"Osmanlı Devleti'ni yıkan Büyük Devletler" dendi mi, akla ilk gelenler Rusya ve İngiltere, ikinci olarak Fransa ve İtalya'dır. Almanya, hiç söz konusu olmaz. Hatta ona "müttefikimiz ve dostumuz" gözü ile bakılır. Halbuki durum hiç de böyle değildir. Osmanlı'yı yıkmaya yönelik "son darbeyi" vurmada, İngilizler, Ruslar ve Fransızlar kadar Almanlar da büyük rol oynamışlardır. Almanlar için Osmanlı, artık "hasta" değil, "ölmekte olan bir adam"dı. Almanlar, tarafından "ölmekte olan adam," açılan 9 cephede İtilaf Devletleri'in karşısına, kuvvetlerini üzerine çekip, kendileri Avrupa cephelerinde çembere alınmamak ve serbest kalmak için Osmanlı'yı bir "bostan korkuluğu" gibi dikecektir. Bütün cepheler Almanların isteğine uygun olarak açılacak, bu sebepten düşmanlarının kuvvetlerini üzerine çekecek olan Osmanlı, bunlardan yediği "son darbeler" sonucu yıkılacaktı ki, bunun "baş sebebi" Almanlar olacaktır. Eğer Osmanlı Devleti, Almanya ile ittifak yapmayıp tarafsız kalsa idi, 9 cephe açılmayacak, milyonlarca vatan evladı ölmeyecek, büyük vatan toprakları kaybedilmeyecekti. Osmanlı Imparatorluğunun tasfiyesi kaçınılmaz olsa bile, maddi ve manevi kayıplar büyük olmayacak, onun mirası üzerine kurulacak yeni Türk devletinin sınırları daha geniş çizilecekti.
Sayfa 28 - Osmanlı Devleti'ni Harbe Sokma Girişimleri ve Açılacak Cephelerin TespitiKitabı okudu
Gece gündüz devam eden deli kar tipisi, göz gözü görmeyen bir kar fırtınası içinde herkesin birbirinden kopuşu. Çaresizlik, açlık, ümitsizlik... Soğuk ise 2800 metreye varan yükseklikte, sıfırın altında 30 derecedir. Allahuekber dramının en korkunç gecesidir.
112 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 25 hours
Sarıkamış denilince akla hemen tek bir mermi atılmadan donan askerler ya da Enver Paşa'nın suçu gibi cümleler geliyor.90 bin rakamı senelerdir dillerde ve düşmüyor.Bu olay Enver Paşa'nın Anadolu'dan uzak tutulması için dahi kullanıldı.Harekata katılan asker sayısı 76 bin iken ölen asker sayısı nasıl 90 bin şaşılacak olaydır.Donarak şehit verdiğimiz asker sayısı 15 bin,toplam şehit sayısı ise 23 bindir.Ayrıca madem kurşun atılmadı bu harekat sırasında 32 bin rus askerini kim öldürdü.Eser kaynak bakımından iyi olmakla birlikte eserin yazarı kaynakların kendine göre olan kısımlarını seçtiğini düşünüyorum.Enver'in Alman milleti hayranı olduğunu yazmış fakat Enver Paşa o dönem de diğer subaylarda da görülen bir Alman ideolünden gitmiş fakat sadece askeri olarak.Unutulmaması gereken şey 1912/1913 Balkan Harbi sırasında ki Türk ordusundan 1914/1918 yılları arasında birçok cephede savaşan bir ordu yaratan kişi Enver Paşa'dır.Onun kadroları gençleştirmesi,bu kadroların 1919/1922 arası Kurtuluş Savaş'ının idari ve askeri kadrosunu yaratmıştır.
Sarıkamış Faciası
Sarıkamış FaciasıSüleyman Kocabaş · Bayrak Yayıncılık · 201263 okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Arkadaşlarla gittiğim 2018 Eskişehir TÜYAP'ta yazarı ile tanışmıştım. Kendisi alçakgönüllü ve sevecen biriydi. Kitabımızı imzalamıştı. Kitap akıcı bir dil ile ve bütünlüğü korunarak yazılmış, arada yazım yanlışları kalmış o da editörlükle alakalı olabilir. Ama genel anlamda akıcı bir kitap ki bana kalırsa tarih kitaplarında önemli bir
Sarıkamış Faciası
Sarıkamış FaciasıSüleyman Kocabaş · Bayrak Yayıncılık · 201263 okunma
"Enver hain değildir. Yalnız büyük komutanlık konusunda, güçleri yerinde kullanma, değerlendirme denilen önemli erdemlerden tam anlamıyla payını almamıştır... Enver 'cahildir'. Kuşak olarak Enver başkomutan olduğu zaman, gerçek bir başkomutan yanında ikinci dereceden kurmay subay olacak yaştaydı. Akıl ancak dahi yaratılmış seyrek insanlar için yaşta değil baştadır. Oysa ki Enver dahi değildir. Öyle ise Enver nedir? Enver, hastalıklı bir hayalet, hırslı bir şöhrettir. Fakat en farklı ve seçkin özelliği bir ihtilal bağımlısı olmasıdır. Allah onu hiçbir şeyden korkmaz, hiç kimseden çekinmez, her şeyi yönetimi altına almaya, herkesi küçük görmeye mahkum bir yaradılışta yaratmıştır. Her şey, hatta ülkenin hayatı bile Enver'in gözünde bir hiçtir. Benliğine o kadae güveni vardı ki, bir süre Almanya'yı imparatoruyla, Hidenburg'uyla, Ludendorf'uyla birlikte kendi görüş ve emeline hizmet ettirmeye bile yeltendi. Sonuçta onların görüş ve emeline hizmet etti, gitti: Biz de birlikte."
"Açlık ve izdiham acınacak bir durum yarattığı gibi, soğukta köy evlerinin yakılıp yıkılmasına da neden oldu. Öyle durumlarla karşılaşıldı ki şaşırmamak elde değil. Asker yattığı, barındığı binayı yakıp yıkmaya çalışıyor, sonra da açıkta kalıp soğuktan donacağını aklına getiremiyordu."
Özetlemek Gerekirse
Görülüyor ki, Almanlar, zafer kazanamayacağımızı bile bile bizi harbe sürüklüyorlar, Türklere acır görünen taaruz aleyhtarı kendi subaylarını bile görevlerinden almak istiyorlardı. Onlar için, Türkler ölmüş kalmış önemli değildi. Yeter ki taaruz yapılsın, Ruslar Kafkasya'da oyalansındı.
Sayfa 54 - Almanların Taaruz İçin SıkıştırmalarıKitabı okudu
69 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.