Avrupalı Düşünürlerin Orta Doğu ve Hindistan’daki Şark Despotizmi Üzerine Görüşleri

Şarkiyatçılık ve İslam

Michael Curtis

En Beğenilen Şarkiyatçılık ve İslam Gönderileri

En Beğenilen Şarkiyatçılık ve İslam kitaplarını, en beğenilen Şarkiyatçılık ve İslam sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Şarkiyatçılık ve İslam yazarlarını, en beğenilen Şarkiyatçılık ve İslam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
500 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
despotizmi elinde bulundurmuş batı tahakkümü ve karşısında sömürge aracı olarak ötekileştirdiği şarkiyatçılık konusu ele alındı. Batı yüzyıllardır İngiliz, Fransız ve İtalyan seyyahlar aracılığıyla kendinden olmayana kültürel tahakküm uyguluyordu. Doğu yaptığı fetih ve savaşlar ile dünyayı hükmetme galibiyetine doğru yol aldığı esnada batılı gözlemciler tarafından topraklarına ayak basılmadan kendisi hakkında yazılıp, çizilmesi gerekilen bir konu oldu. Şark konusu en başından beri nesilden nesile dil aracılığıyla aktarıldı. Batı yazılı kültürde kalıcı yazınsal metinleri günümüze kadar kendi medeniyetine enjekte etti. Batı için doğu “biz böyleyiz, onlar öyle” söylemleriyle onlar kelimesini doğuya mal etti. En başından beri batıdan doğuya giden seyyahların amacı o kültürü ötekileştirip, kendini benmerkezci konuma sürüklemekti. Doğulu âlimlerin amacı ise tam tersiydi, batının getirdiği ırkçı düşünceleri haklı gösterip, batıya yani batı ifadesiyle medeniyete doğru yol aldı. Çünkü ilim batıdan öğrenilmesi gerekilen bir alandı. Bu gibi ırkçı söylemler said’in yaptığı gözlemler ve eleştirilerden sonra doğuya uygulanan bu tahakküm bir çalışma alanı haline getirilip, üstünde daha çok konuşulması gerekilen bir alan olarak ilerleme kaydetti. Bu kitap; Batılı sosyal bilimciler ve seyyahların görüşlerinin değerlendirmesi üzerine eleştirel bir kitap.
Şarkiyatçılık ve İslam
Şarkiyatçılık ve İslamMichael Curtis · Matbu Kitap · 20152 okunma
Patrimontal siyasi yapılar efendi ve tebaa arasındaki kalıplaşmış ve sabit ilişki üzerine kurulu olan ataerkilcilikten ve feodal sistemlerden ayrışmaktadır.
Sayfa 406Kitabı okudu
Reklam
Volney, “ İslamiyet'in ruhunu devlet eliyle yapılan suistimallerin ana kaynağı ve halkın tembellik ve kayıtsızlığının bir sebebi olarak görmektedir. Halk, İslam’daki “takdiri ilahi” kavramını kabullenişleri sebebiyle kaderci insanlar haline gelmiştir ve bu yüzden Müslümanlar her şeyi Tanrının takdiri olarak kabul edecektir Eğer Kur'an'ın tutarlı bir anlamı varsa o da inatçı ateşli bir fanatizmin gücü olabilir.
Tocqueville, cihad’ı tüm inananların katılmak zorunda olduğu sadece Ateşkes ilan edebilecek ona kâfirlerle kurulan ilişkinin doğal bir koşulu olan kutsal bir savaş olarak nitelendirilmiştir. Tocqueville inananların fanatiklik ve hırsa teşvik edildiğini söyler.
Sayfa 231Kitabı okudu
Locke, despotik gücün tanımını” bir kişinin karşısındaki kişi üzerinde ne zaman isterse hayatına son verebileceği mutlak ve keyfi bir güce sahip olduğu ve insanların hiçbir mülke sahip olmadığı bir rejim türü” şeklinde yapar.
Tocqueville’e göre, İslami fayda sağlamaktan ziyade hasar verici yoğun bir güç ve yetki uygulamaktadır. Hıristiyan rahiplerin Orta çağ’da yapmaya çalıştıklarına benzer şekilde, İslam ülkelerinde din ve adalet bir arada toplanmıştır.
Sayfa 231Kitabı okudu
Reklam
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.