Filozofun 70 Yaşındaki Otoportresi

Sartre Sartre'ı Anlatıyor

Jean-Paul Sartre

Sartre Sartre'ı Anlatıyor Gönderileri

Sartre Sartre'ı Anlatıyor kitaplarını, Sartre Sartre'ı Anlatıyor sözleri ve alıntılarını, Sartre Sartre'ı Anlatıyor yazarlarını, Sartre Sartre'ı Anlatıyor yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
M.C: Bunun tersine, yorumcuların yapıtınızın kimi yönlerini sizin için daha aydınlık kıldıkları oldu mu? J-P.S: Hayır. Yorumcularımın hiçbirinden asla hiçbir şey öğrenmedim. Oysa ki, 1945'ten beri bunun olacağını, günün birinde birinin çıkıp, beni kendi düşüncelerim konusunda aydınlatacak bir şeyler yazacağını düşünüyordum. Zola ya da Hugo 1940 ya da 1945'te okunduklarında, onların bilinçli olarak eklemedikleri kimi şeyler eklendiğini, dolayısıyla onları başka türlü çözümlemenin de mümkün olduğunu görüyordum. Öyle olunca, yaşayan bir yazar için de bunun geçerli olduğunu düşünüyordum. Bu doğru değilmiş: bunun için ölmüş olmak gerek. Ya da yorumcunun kendisinin, araştırdığı yazardan daha ileride, onu tümüyle katetmiş, hanidir ondan biraz daha öne geçmiş olması gerekiyor ama bu çok enderdir.
Bir yazarın söylediği azıcık şey içinde bir dolu olası yorum vardır.
Reklam
Bir bireyi, her kim olursa olsun, ancak bir toplumsal varlık olarak görürsek anlayabiliriz. Her insan politiktir. Ancak bunu, kendi adıma ben ancak savaşla birlikte keşfettim ve ancak 1945'ten sonra gerçekten anladım. Savaştan önce kendimi basitçe bir birey olarak düşünürdüm, bireysel varoluşumla içinde yaşadığım toplum arasındaki bağı hiç görmüyordum.
Mantıklı ve yakın.
M.C: Konserlere karşı olmanız, temelde törenlerden, toplantılardan kaçmanızla bağlantılı, değil mi? J-P.S: Belki o da vardır. Her türlü şıkta, gerçek anlamdaki dostlarım bir yana -ki pek ender olarak beni davet ederler-, hiçbir zaman insanlara konuk gitmem. Bundan, tanımadığınız kişilerle yenen özel akşam yemeklerinden herzaman nefret ettim: insan orada yemez, yenir.
Müziğin pek de konserde dinlenmek için yapılmış olmadığını düşünmüşümdür her zaman. Müziği insan tek başına radyodan veya plaktan dinlemelidir ya da üç dört dost arasında icra edilmelidir. Tanımadığınız ve tıpkı sizin gibi oraya gelmiş bir dolu insanla çevrili bir halde müzik dinlemenin anlamı yok.
M.C: Yeğlediğiniz bestecileriniz kimler? J-P.S: Bana göre en büyük müzisyen olan Beethoven var başta, sonra Chopin, Schumann ve modern müziğe geldiğimizde en ünlü üç atonalist, yani Schoenberg, Berg ve Webern. Bunların üçünü de çok severim, özelikle de Webern'i ve Berg'i de, örneğin Bir Meleğin Anısına Konçerto'sunu ve elbette, Wozzeck'i. Schoenberg'i biraz daha az severim çünkü fazlasıyla hocadır o. Ve bir de çok sevdiğim bir müzisyen vardır, Bartok. Onu, 1945'te, New York'tayken, Amerika'da keşfettim. Daha önceleri hiç tanımıyordum. Bartok o gün bugün, müzikte büyük sempati duyduğum bir kişidir. Ve sonra Boulez'i de çok severim; bir deha değilse de büyük bir yeteneğe sahiptir. Gördüğünüz gibi, zevklerim oldukça seçmeci. Eski müziği de çok severim: Monteverdi, Gesualdo, o dönemin operaları. Genelde, zaten operayı çok severim. Dolayısıyla, görüyorsunuz, fizik düşkünlüklerim öncesinde müzik günümün dört saatini dolduruyordu, şimdi daha da fazlasını alıyor. Elbette eğer işitme duyumla görme duyumu yitirme arasında bir seçme yapabilseydim, işitme duyumu yitirmeyi yeğlerdim ama bu da beni çok rahatsız ederdi, sırf müzik dinleyemeyeceğim için.
Reklam
765 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.