“Ayrılık ne korkunç şey! Birbirimizden ne kadar uzakta olursak olalım, kalplerimiz çözülmez bağlarla bağlı.” diyor Tolstoy amca, bilerek mi seçtin bu kitabı diye sormak geliyor içimden @oznurrrpinkkk ‘a. Kalplerimizin çözülmez bağlarla bağlı olduğunu düşündüğüm birbirinden değerli 5 okurdaşla zoraki bir şekilde #okudukbitti :)
Savaş ve Barış, Tolstoy diyince akla gelen klasiklerden. Klasikler okurken bir miktar insanı sıkabiliyor fakat Savaş ve Barış için aynısı geçerli değil.
Rusya ve Fransa arasındaki savaş ana konuyu teşkil ediyor. Bu savaş çerçevesinde Rusya'da ileri gelen ailelerin birbirleriyle olan ilişkileri de ele alınmış. Aşk ve evlilikler ön planda tutulmuş. Karakterler derin tahlillerle verilmiş.
Gorki, Savaş ve Barış için: " Okurken hiç abartmıyorum kahramanlarını etleriyle, kemikleriyle yanınızda hissedersiniz" diyor. Çokta haklı,okudukça kendinizi o dünyanın içinde buluyorsunuz. Okuduğum kitabın kısaltılmış haliydi. Tamamını okumak niyetindeyim. Tolstoy seven herkesçe okunmalıdır.
Savaş ve BarışLev Tolstoy · İskele Yayıncılık · 200521,1bin okunma
Savaş ve Barış "Edebiyat tarihinin en büyük savaş romanı.”
Dünya edebiyatının en büyük on eserinden biri olarak kabul edilen Savaş ve Barış, savaş ve tahakküm sorunsalına, savaşların sonucu olan insanlık durumlarına derinlikli bir bakış sunuyor. Napolyon’un Moskova’yı işgali sonucu Fransız ve Rus askerlerini karşı karşıya getiren Borodino Napolyon’un Savaşı, toplumda büyük bir kargaşaya sebep olur. Kazananın belirsiz olduğu bu muharebede iki ordu da büyük kayıplar verir. Edebiyat tarihinde benzersiz bir yer biçilen savaş sahneleriyle akıllarda yer eden Savaş ve Barış, aynı zamanda bu büyük savaşın günlüğü olarak da okunabilir. Büyük bir karakter zenginliği içinde, savaş altındaki Rus toplumunun sosyal ve ekonomik koşullarını ele alan roman, aşk, hırs, düşmanlık, ölüm gibi temaları tartışıyor.
Yaklaşık 200’ü tarihsel 600 tane karakter yer alıyor.
Savaş ve Barış ben sadeleştirilmiş metnini okudum. İleride tam metnini de okumak istiyorum. Rusya'nın Fransa tarafından istilası döneminde yaşanmış olayları ve Napoleon döneminin Rusya'da Çar toplumuna etkisini, bu etkinin doğurduğu sonuçları beş asil aileden örnekler vererek tarif etmektedir. Böyle bir başyapıt ı sadeleştirilmiş metin üzerinden hatırlamak yanlış olur diye düşünüyorum.
Lev Tolstoy askerliğini topçu subay olarak yapmış bir yazardır. Asker yaşantısını ve aristokrat yaşantısının içerisinde yer alan
Tolstoy ile bir çoğumuz, okul yıllarından öğretmenlerimizin ödev verdiği ‘İnsan Ne ile Yaşar’ kitabı sayesinde tanımışızdır. Ondan beri de kendime yakın hissettiğim, sevdiğim yazarlardandır. Birkaç kitabını okuduktan sonra, sevgili Öznur’un sayesinde Savaş ve Barış’a topyekün cesaret etmiş olduk.
Kitabın konusu; adından da belli olduğu üzere,
spoiler
Şimdi size bir masal anlatacağım..lütfen ..gözlerinizi kapatın ..
ÇÜNKÜ AŞIĞIM
Once upon a time ...1812 RUSYA ..
kitap raflarında onu ilk gördüğümde ...derin bir nefes alıp ..sen benimsin..demiştim
muhteşem kapağında... ardından ay doğan ..sadece gizemli gözlerini .gözlerime dikmiş bir adam vardı...kan kırmızı adının altında ..topların
“Savaş ve Barış” klasik kitaplar denilince akla gelen ilk kitaplardan biri… Yıllar geçse bile listelerin en üstünde kendine yer bulabilen bir eser… Kitabı tatil günlerimde okumak için almıştım. Çünkü kitabı aldığınız gibi kolay okunmayacak bir eser olduğunu anlıyorsunuz. 900’er sayfadan iki cilt halinde toplam 1800 sayfalık bir kitap. 15 tatilin
Size yazarı anlatmalı mıyım? Haddim değil deyip susmalı mıyım? Elbette pek çoğunuz benden çok daha iyi biliyorsunuzdur. Hele ki bu eseri okumaya kalkışmış yahut okumuş biriyseniz zaten oldukça aşina olmanız muhtemeldir. O nedenle bu çipil gözlü, ( bizim oraların deyimiyle) bi kucak sakallı adamı anlatmak işlemini pas geçiyorum.
Tolstoy bu
YouTube kitap kanalımdaki videodan Tolstoy'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/bsTzvrg-Pi4
Yıllardır hazırlamak istediğim ve yıllardır da yine benden yoğun şekilde beklenen "Tolstoy kitapları okuma rehberi"me hoşgeldiniz. Bu inceleme 20 küsür kitabın, pek çok
" Mutlu olmak için, mutlu olabilme ihtiyacına inanmak gerek! " der, Tolstoy.
Peki! O zaman hiç sordunuz mu, koşulları insanoğlunun tekelinde olmadığı halde, neden yaşanır savaşlar? Dökülen onlarca kan ve gözyaşına rağmen...
Şan mı yada şöhret elde etme payesi mi? Yoksa geçici bir heves uğruna mı, yaşanır bütün bu acılar! Yoksa devletin
"Herkes savaşa girme kararını kendi verseydi, hiç savaş olmazdı." [c.1,s.48]
Bir kişiyi öldürene katil, bin kişiyi öldürene kahraman diyoruz. Peki o bin kişiyi öldüren bir kişiyi öldürene ne derdik? Katil mi, kahraman mı?
"Sanki tüm insanlık sevgiyi öğütleyen Yüce Yaratıcı'nın kanunlarını unutmuş, birbirini öldürme sanatının
