Savaş ve Barış kitaplarını, Savaş ve Barış sözleri ve alıntılarını, Savaş ve Barış yazarlarını, Savaş ve Barış yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sen bunu hiçbir zaman anlayamayacaksın,” dedi, ”çünkü sen hiçbir zaman hiç kimseyi
sevmedin; senin kalbin yok, sen Madame de Genlis’ten başka bir şey değilsin ve senin en büyük zevkin başkalarını mutsuz etmek.” (1.cilt s.77)
Prens Andrey kız kardeşinin boynuna duygulanarak, saygıyla taktığı bu tasvire bakarken, "Ne iyi olurdu," diye düşündü, "her şey Prenses Marya'ya göründüğü gibi sade arayacağını ve orada, tabutun içinde bizi nelerin beklediğini ve basit olsaydı ne iyi olurdu. Bu yaşamda yardımı nerede bilmek ne iyi olurdu! Şu anda 'Tanrım, bağışla beni!..' diye-bilsem ne kadar mutlu ve huzurlu olurdum." Kendi kendi-"Ama bunu kime söyleyeceğim?" dedi, "Sadece seslenemediğim değil, derdimi kelimelerle anlatamadığım belirsiz, anlaşılmaz bir güce, her şeyden üstün ya da hiçbir değeri olmayan bir güce mi, yoksa Prenses Marya'nın bu muskaya işlediği Tanrı'ya mı? Anladığım hiçlikten ve anladığım ama her şeyden üstün olan bir şeyin yüceliğinden başka gerçek olan hiçbir şey yok, hiçbir şey!"
“Bizim siyasi çıkarlarımız Doğu'daymış, Bonaparte'a karşı yapacağımız tek şey sınırı silahlandırmak ve sağlam bir politika izlemekmiş, o zaman 1807'de olduğu gibi Rus sınırını geçmeye cesaret edemezmiş.”
Kont Rastopçin, "Hem biz Fransızlarla nasıl savaşırız prens!" dedi. "Öğretmenlerimize, Tanrılarımıza karşı silaha sarılabilir miyiz? Gençlerimize bir bakın, kadınlarımıza bir bakın. Tanrılarımız Fransızlar, cennetimiz Paris."
Belli ki herkesin onu duyması için yüksek sesle konuşmaya başladı.
"Giysiler Fransız, düşünceler Fransız, duygular Fransız! Bakın, siz Metivier'yi Fransız olduğu için, bir alçak olduğu için kovdunuz, ama kadınlarımız dizlerinin üzerinde peşinden gidiyorlar. Dün akşam bir yemekteydim, beş kadından üçü Katolik'ti, papanın verdiği izinle pazar günü kanaviçe işliyorlardı.