İnsanlar, nasıl tümüyle mutlu ve özgür olamazlarsa, aynı şekilde yine tümüyle mutsuz ve tutsak da olamazlar. Öğrendiği bir başka şey de acının da özgürlük gibi bir sınırı olduğuydu.
… Gene biliyordu ki zaferi kazandıran, ne başkomutanın planları ne kıtaların bulunduğu yer ne topların sayısı ne de ölülerin çokluğudur. Zafer, ordunun manevi kuvveti denilen o ölçüsüz güce dayanır.
Zaten, savaşın amacı ne? Öldürmek! Ya silahlar? Hainlik, casusluk! Yağma, soygunculuk! Yani, savaş sanatı adı altında her türlü hile ve namussuzluk yapılıyor…