Saydul Hatır Sözleri ve Alıntıları
Saydul Hatır sözleri ve alıntılarını, Saydul Hatır kitap alıntılarını, Saydul Hatır en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Heyhat! Vallahi,
göz insanlara bakarken,
kulak onların sözlerini
dinlerken, dil onlarla
konuşurken ve kalp
ihtiyaç duyulan şeyleri
elde etme işinde dağınıkken
kişi aklını başına nasıl toplasın…
Böylece kaldım bir başıma, nefsime döndüm. O da bana karşı safiyane değil, sağlam bir hal üzerinde doğruca durmuyor! Geriye bir tek Rabbim kaldı, beni yaratan kaldı... Bu sefer baktım, Onun ihsanda bulunmasına dayansam, musibetten emin değilim. Affini umsam, cezasından emin değilim!
Ah benim üzüntüme! Mutmain olamıyorum, vah benim kaygılarıma! Vay benim yürek yangınıma! Allah'a yemin olsun ki yaşam sadece cennettedir. Nitekim orada rızaya dair yakîn oluşuyor, hainlik etmeyen ve eziyet vermeyenlerle birlikte olunuyor. Dünya... O böyle değil.
Sadece dünyayla meşgul olanlarla oturup kalkmak ise anlayış marazının ve akıl rahatsızlıklarının en büyük sebeplerindendir. Şerden uzlet etmek perhizdir, perhiz ise afiyete götüren bir yoldur
Hasan el-Basrî şöyle demiştir: "Allah'ın bazı günahlarıma bakıp; "seni bağışlamıyorum" demiş olmasından korkuyorum."
Elde var hüzün... Ve endişe... Umulur ki ümit gemisi kıyıya vardığında kayalıklardan esen kalır.
Keşke günahlar işlenip bittiğinde gerçekten geçip gitmiş olsalardı (kalbide sağlam bıraksalardı). Bu meselenin beyanı hakkında ben biraz daha ziyade açıklamada bulunayım; ölüm anını düşün ve pişmanlıkların acısıyla ihmalkarlığına bir bak. Ben günahların lezzetlerine nasıl galip geleceğini söylemiyorum. Çünkü günahların lezzetleri Ebu Cehil karpuzuna dönüştü! Dertlerin acısı ise dayanılmaz bir halde kaldı! Bu bildiklerin sana bütün işlerin akıbetlerine göre olduğunu göstermiyor mu? Yapacağı işlerin sonlarını gözetleyen kurtulur. Sen duyguların hevasına meyletme, pişman olursun
Şunu bil ki felçli kişi darbeleri hissetmez.
Artışı ve eksikliği sadece
nefis muhasebesi yapan kişi bilir…
Ebu'd-Derdâ'nın (radıyallahu anh): "Öncesinde sahip olduğumuz şeylerden bugün tek sahip olduğumuz şey kıble!" sözünü düşündüm ve şöyle dedim: "Hayret! Peki ya bizi bugün görse nasıl olurdu? Bizde şeriattan kalan tek şey görüntü! Halbuki şeriat yoldur, Resûlullah'ın şeriati ise onun fiilleriyle veya sözleriyle bilinir."
Ömür gemisi kabir sahiline yaklaştı..
Adem (aleyhisselam) zellesi yüzünden üç yüz sene ağladı. Eyüp (aleyhisselam) 18 sene imtihanı içinde kaldı. Yakup (aleyhisselam) Yusuf (aleyhisselam)'a sekiz sene ağladı. İmtihan ve belaların vakitleri vardır, vakitleri bitince geri çekilirler. Ancak bir de ölene dek devam eden nice cezalar vardır.
Ne dersin ey kul, senin varlığın Hak Teâlâ'nın varlığına apaçık bir işaret değil midir?
Vallahi öyledir, senin varlığın O'nun varlığına delildir. O'nun sana olan nimetleri O'nun varlığına delildir. Nasıl ki O seni diğer canlılara ōncelemişse, sen de kalbinde O'nu tüm isteklerinin önüne al.
Onu bilmeyen ne büyük hüsrandadır! Ondan yüz çeviren ne büyük fakirliktedir! Ondan başkasıyla izzet bulan kişi ne zelildir! Ona hizmet etmekten başka şeylerle meşgul olanlar ne pişmanlık çekecektir!
İnsanlara inen musibetler arasında onların zamana sövmeleri ve onu ayıplamaları kadar büyük bir musibet görmedim. Bu, cahiliyede mevcuttu. Sonra Resûlullah bunu yasaklamış ve şöyle buyurmuştur:
"Zaman sövmeyin, zira zaman Allah'tır (zamanın yaratıcısı O'dur)."
Bunun anlamı şudur; siz işlerinizi dağıtan ve ailenizin canını alan şeye sövüyorsunuz ve bu edimleri zamana nispet ediyorsunuz, ancak bunları yapan Yüce Allah'tır.