O kadar uzun bir süre mutsuz olmuştu ki, artık bunun üstünde durmuyordu. Bazı günler ayakları altındaki dünyanın yıllardan beri kopup ayrıldığını hissederdi. Hala dibe çekilip, nihayet orada gömüleceği günü bekliyordu.
Durduğu takdirde çürümüş tahtalar çökebilir ve onu aşağıda her ne varsa, oraya düşürebilirdi. Düşünceyle gerçek arasındaki boşluğa, hayal etmekle sahip olmak arasındaki boşluğa.