Seçme Sosyoloji Yazıları
Karl MarxSeçme Sosyoloji Yazıları Gönderileri
Seçme Sosyoloji Yazıları kitaplarını, Seçme Sosyoloji Yazıları sözleri ve alıntılarını, Seçme Sosyoloji Yazıları yazarlarını, Seçme Sosyoloji Yazıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tıpkı düşünceyi duyu deneyimlerinden,aklı vücuttan ve kendi kendisini de dünyadan ayırışı gibi, tarihi de doğal bilimden ve sanayiden ayırmakta ve tarihin doğum yerini yeryüzünün maddi üretiminde değil, cennetin bulutlu bölgelerinde görür.
Sayfa 53Kitabı okudu
Din ezilen yaratığın iç çekmesi, kalpsiz bir dünyanın duygusu, ruhsuz koşulların ruhudur.
Sayfa 39Kitabı okudu
Proletarya’yı meydana getiren şey doğal olarak var olan yoksulluk değil, yapay olarak meydana getirilen yoksulluktur.
Para insanın yabancılaşmış gücüdür.
Atinalı Timon
Sheakspeare parada iki nitelik buluyor
1- Para, gözle görünür tanrı, bütün beşeri ve doğal niteliklerin karşıtlarına dönüşmesi, nesnelerin karışması ve tersine dönmesidir; bağdaşmaz olan şeyleri kardeş kılar.
2- Para evrensel orospu, insanlarla uluslar arasındaki evrensel pezevenktir.
Para, ihtiyaç ile nesne arasındaki, insan yaşamı ile yaşama araçları arasındaki muhabbet tellalıdır.
Adam Smith’e göre toplum bir ticaret işletmesidir. Onun üyelerinden her biri bir satıcıdır.
İşçi kendisini işine ne denli çok harcarsa, kendi yarattığı nesneler dünyası kendisi karşısında o denli güçlü olur ve kendisi de iç yaşamında o ölçüde yoksullaşır, o ölçüde daha az kendisine ait olur. Tıpkı dinde olduğu gibi. İnsan kendisinden ne kadar çok şeyi Tanrıya bağlarsa, kendi kendisine o ölçüde az şey bırakmış olur. İşçi yaşamını nesneye koymakta ve bundan dolayı kendi yaşamı artık kendisine değil, nesneye ait olmaktadır.
Sermaye, hammadelerden, çalışma araçlarından ve her türlü geçim araçlarından kurulu olup, yeni hammaddelerin, çalışma araçlarının ve yeni geçim araçlarının üretilmesinde kullanılır. Sermayenin bütün bileşkenleri, emek tarafından yaratılmışlardır, emeğin ürünleridirler, birikmiş emek sermayedir. İktisatçılar böyle demektedirler.
Bütün gerçek bunalımların en büyük nedeni her zaman kapitalist üretimin üretici güçleri ancak toplumun mutlak tüketim gücüyle sınırlandırılabilecek bir ölçüde geliştirme eğiliminin tersine, kitlelerin yoksulluğu ve tüketimlerinin sınırlılığıdır.