Karşımda kahkahalarla ortalığı inleten şeytan ve boynu bükük günahlarım.. Bedenimden değil ruhumdan utanıyorlar her halde. Çünkü ruhumun sırtında taşınacaklar hesap gününe..
Gözlerim...
Şimdi görüyor, bir zamanlar baktığı halde görmediklerini. Dünyanın maskeli bomba olduğunu düşünüyorum.. Herkes
için ayrı ayrı infilak edecek.
Artık ölüleri değil de dirileri ölü görüyorum. Böyle ölü insanların, yani ölünün ölümden korkması ne saçma...
Bugün de bitecek.
Yarın...
Mezar... Adaletli mülk.. Ne kapı dışarı edilme kaygısı ne de aldısı verdisi...
Boyu kadar yere sahip insan.. İşte adalet... Mevki yok makam yok... Sarayda ipek döşeklerde yatan sultan da, kaldırımlarda sabahlayan fakir de aynı toprakta...
-O his her zaman içimizde.. Adı ölüm ve hazırlıksız yakalanma korkusundan başka birşey değil.Doğana ağlamıyoruz da ölene ağlıyoruz. Verildiğinde değil alındığında ağlıyoruz. Ne kadar körüz... Ne kadar benciliz değil mi?