Seferberlik Hikayeleri
Uygun Ahmet AkerYorumlar ve İncelemeler
Seferberlik Hikayeleri
Kitabı okurken cephede savaşanlar kadar cephe gerisinde kalan insanlar için de yüreğiniz sızlayacak...
Ayak Parmakları soğuktan donup ayakkabısının içine düşen vefakarlarımız mı yoksa birçok arkadaşını korumak pahasına kurtlar tarafından perişan edilen Salih pehlivan için mi yanalım...
Bu topraklar ne zorluklarla kazanılmış ahh ne kadar şükretsek az... 
Uygun Ahmet Aker
Kitabı okumama vesile olan koca yürekli Oğuzhan Saygılı hocama ve 
Kitap Şuuru ailesine minnettarım, var olunuz 
Oğuzhan Saygılı
"Bu kitap yazıya geçebilmiş bazı seferberlik hikayelerinden bahsediyor; ama siz onu "seferberlik halleri" diye okumalı ve anlamalısınız."
Seferberlik, savaş durumunda ülkelerin ilan ettiği haldir. Sadece silahlı kuvvetler arasında olmayan halkı da kapsayan durumlara denmektedir.
Yani tüm bu mücadelenin, yaşananların, cephe boyutu olduğu gibi bir de cephe arkasında kalanların yaşadıkları vardır. Bilmediğimiz, denilebilir ki hiç biri kolay değildir.
Seferberlik Hikayeleri Bayburt yöresinde yaşananları ele alan bir kitap. Savaşın izleri, çekilen türlü sıkıntılar, doğanın zorlu şartları yoksulluk, açlık, binbir zorluk içinde bir de hasret çekenlerin hikayelerini anlatıyor. Okumak ise bizim boynumuzun borcu olmalıdır.
Hacmi itibariyle küçük görünen bu kitap içinde yazanlar ile geçmişe ışık tutan, her bir sayfası yürek burkan hikayelerle dolu. Aralarına koyulan fotoğraflarla da zenginleştirilmiş bir emek ve vefa örneği.
Yazarımızın yaşadığı yerin tarihine olan duyarı, bir eczacı olarak ise bu uğraşının takdire şayan olduğunu söylemek isterim.
Cümle geçmişimize binlerle rahmet..
Kitabı okumama vesile olan Kitap Şuuru 'na da çok teşekkür ederim.
#kitapşuuru
Barış, sonsuz ve imkansız bir rüyadır. Savaş ise soğukluk ve korkunçluğuna rağmen tüm gerçekliğiyle ortadadır. Savaşın dehşetini, cepheyi bizzat görmüş ve kan ile barut kokusuna aşina olmuş kişilerin eserleri vasıtasıyla pek çok kez görmüşüzdür. Peki ya cephe gerisi? "Seferberlik Hikayeleri" göz ardı edilen cephe gerisinin, insanın burnunun direğini sızlatan manzaralarını günün tanıklarının dilinden anlatıyor. Bayburtlu olan yazarın, kendi memleketinin I.Dünya Savaşı yıllarında çektiği sıkıntıları kaleme aldığı tanıklıkları okurken çoğu defa gözleriniz dolacak.
Kitap Şuuru
94 sayfa, 1 ön söz ve 21 kısa hikayeden oluşuyor kitap. Kendi toprakların da savaşmak zorunda kalan 'bu topraklar kolay kazanılmadı' diye ifade edilen zorlukların anlatıldığı cefakar Anadolu insanını anlatıyor. Komutanlar, yöneticilerin isimleri söylendikten sonra 've silah arkadaşları' diye geçiştirilen insanların hikâyeleri, çocukların, kadınların ve yaşlıların hikâyelerini anlatıyor.
Rusların boyunduruğu altında olan Kafkas, Orta Asya halklarının ve Türkler ile uzun yıllar komşuluk yapan ermenilerin rusların yanında saf tutmaları şaşırmıyor ama üzülüyorsunuz.
O zor yıllarda Askerlikten kaçan türkleri ve kendi soydaşlarını aldatan,kandıran türkleri okurken yine şaşırmadan ama üzülerek okuyorsunuz.
94 sayfadan bile sayısız çıkarım yapmak mümkün, keşke daha çok anı-günlük tarzı yazılar günümüze ulaşsaydı .
Hayvan çiftliği okurken şöyle bir cümlenin altını çizmiştim. "Açlık, zorluk, ve hayal kırıklığı hayatın değişmez yasalarıydı" 1. dünya davası ve kurtuluş savaşının sonunda ve çok sonraları dahi Türk halkının acıları nihayet ermeyecek, dünya döndükçe zorluklarla karşılaşmaya devam edeceğiz. Bunun ip ucunu veriyor kitap.
Bu kitabı bana hediye eden Kitap Şuuru ekibine teşekkür ediyorum.
