Sanki zayıf bir ses haline gelmiş gibi boyuna tekrarlanan, gönül alemlerine mahsus garip bir hüzün duyuluyor, insan, ağlamaya bahane ararken seviniyor.
On sekizinci mektup
Şerefli okurlarıma !
Şu aşağıdaki şeylere inanmayınız:
İdare memurlarının kasada para yok deyişlerine...
Gazetelerin birbirlerine atıp tutmalarına...
Kopili memurlarının görmezliğe gelmelerine...
Tramvayların yarım saate şişli'ye gideceklerine...
Rumeli trenlerinin ortalama süratlerini otuz kilometreye yükselteceklerine...
Şirket-i Hayriye'nin vapur tarifelerine...
Gümrükçülerin "Bu sene de para kazanmadık" demelerine...
Terkos kumpanyasının daha ucuza su sattığına...
İstanbul şehri aydınlatma şirketlerinin gaz saatlerine...
Doktor falanın, boğaz hastalıklarında ihtisas sahibi olduğuna...
Kar ve pisliklerin belediye arabaları tarafından kaldırıldığına...
Fırınların tamam okka ekmek çıkardıklarına...