"Çocuklarını uğurlamaktan yorgun bu şehrin içine saldığını, başka bir şehrin dindirmesini bekleme! Öyle bir şehir anasının karnından doğmadı henüz! Bu şehir doğduğum yer değil, olduğum, kendimi belli ettiğim, ne halim varsa gördüğüm yerdir benim!
"Öyle bir cemiyet düşünün ki, fısıltıyla konuşup fısıltıyla sevişsin! Elbette böyle bir cemiyette zulmün hükümranlığına karşı koyuş değil fitne ficur, o zulmü ve zulmedeni fısır fısır konuşmaktan neredeyse müptelalık derecesinde zevk duyma gibi şarka özgü tuhaf ameller görülecektir."
"Bu şehir bütün kırıkları zamanla örter sandım. Peki, ya kırılan bir şehir, bir yeryüzü mahşeri nasıl örtülür? Bu soruyu yanma pahasına, içimde sakladım."
"Buğunun rahatlatıcı olduğu kadar merak ve sitemle keskinleşen kokusu omuzları dürttüğünde, bu omuzların sahipleri çöktükleri yerden irkilerek doğruluyor; yangın yerinden çıkmış renklerle tepeleme ıslanan şehre çeviriyorlar başlarını. Bakıyorlar ki, terane aynı!
"Yaşamak için değil, hayal etmek için birebirdir bu şehir! Hiçbir belirti, hiçbir emare yoktur onu sevmek için! Salt seziştir o... Salt duyuş. Uçsuz bucaksız bir kurmaca ülkesidir. Bir veba gibi, tutkuyla , ölümüne yaşarsın şehri."
Her ne kadar Marika ya anlatılanlar olarak söylense de Izmır in ve Neriman in öyküleri Şehiriçi Öyküleri keyifli öykülerden oluşuyor.
Bakin dikkate değer öykücü sıfatıni alan Niyazi Zorlu nasil anlatmış kitabini ve dil ile kurduğu ilişkiyi.
Yazmak, yazarın kendisine bakması, kendi şekli şemalını anlatması kadar zor olmayabilir. Benim ilk metnim
Hayatımızın ilk durağıdır kent. Adlarını bilmen gerekmez, gülümsemek ve başınla hafifçe selamlamak için seninle aynı durakta bekleyenleri. Ne var ki ara duraklardan binenleri oyunbozan sayar, yürek soğukluğuyla karşılarsın; bu cüretleri karşısında şaşkınlıktan söyleyecek söz bulamazsın. Bunu ancak başka bir kente geldiğinde, o ara durak yolculardan biri olduğunda duyumsar, içinin bütün ezikliğiyle gözlerini yere indirirsin. (Anımsadım ve sakınarak gülümsedim.) Anımsar ve sakınarak gülümsersin. Çağrışımların geniş ocağıdır kent...