Şehrin Halleri
Celaleddin ÇelikŞehrin Halleri Gönderileri
Şehrin Halleri kitaplarını, Şehrin Halleri sözleri ve alıntılarını, Şehrin Halleri yazarlarını, Şehrin Halleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazı şehirlerde devasa mezarlar ve piramitler hayata o kadar hakimdi ki ölüler adeta yaşayanların yerine geçmişti.
Bilinen ilk örneklerde insanların cenazelerini ortak ya da aynı mekan içine gömdükleri ve onları adeta başka bir alem için hazırlandıkları anlaşılmaktadır.
İnsanların ölülerini gömme ihtiyacı ve mezarlık, şejrin de teşekkül sebebidir. Ölüler, şehrin asıl ve kadim sakinleri olup yaşayanlar ise şehri geçmişleriyle sahiplenirler.
Şehirler mezarlıkla birlikte kurulur. Mumford " Canlıların şehrinden önce ölülerin şehri vardır" derken hayatın esasen mezarlıkla inşa edilen bir mirasa dayandığını ve mezarlığın bir hafıza mekanı olduğunu teyit eder
Mezar, gündelik hayat ritminin yerine başka bir zaman algısının ikame edildiği mekandır.
Mezar ölümün simgesi ve bu dünya ile ötesi arasında bir eşiktir. İnsanın kaybettiklerini şuurlu bir şekilde toprağa vermesi ve özel bir mekanla ölümü sabitlemesidir mezar.
Kentsel bireycilik, biraz da geleneklerden ve cemaatten özgürleşme idealiyle kabartılan romantik bir tepkiselliği içermektedir.
Kentleşme sürecinin sancılı modernleşme ve sekülerleşme tezahürleri arasında statü ve kimlik değişimlerinin yarattığı mağduriyet ve mazlumiyet psikolojisi, zaman zaman tarikatlara sığınma yönelimini teşvik etmiştir.
Bugünün dergahı, geçmişte olduğu gibi muhalif, kimlikçi, dayanışmacı değildir, biraz da zamanın postmodern ruhuna uygun bir şekilde huzur ve sükutun , anlam be aidiyet gibi bireysel arayışlara cevap vermektir.
Şerif Mardin, tarikat, dergah ve tekkelerin devlet ile birey arasında aracılık yaparak sivil toplum vazifesi gördüğünü söyler.