Benim adım Duygu. Bugün 13 yaşıma girdim. Gerçi babam doğum tarihime göre 12 yaşımı bitirdiğim için “On iki yaşındayım” demem gerektiğini söylüyor ama ben herkese 13 yaşıma girdiğimi söylüyorum sevinçle. Bu günlüğü yazmaya hastaneye yattığım günlerde başladım. Çünkü hastaneye yattığımda yaşamımın değiştiğini anladım. Başıma büyük bir olay gelmişti ve bundan sonraki günlerim farklı, belki de ilginç olacaktı. Kitabın kapağından anlamış olacağınız gibi ben bir “diyabetliyim”; anneme göre “şekerliyim”; babama göre ise “şeker kızım.” Adı ne olursa olsun artık vücudumun bir yerinin yeni öğrendiğime göre karnımın derinlerinde bir yerimin eskisi gibiçalışmayacağını biliyorum.
Bu günlüğü aslında kendim için yazdım. Başıma gelenleri daha iyi anlamak, çektiğim zorlukları kâğıda dökmek, içimi boşaltmak istedim. Yazdıkça önümde yeni bir yol açıldı. Yazmak beni mutlu etti. Kendimi ve çevremde olan biteni daha iyi kavramamı sağladı. Günlüğümdeki bilgilerin hepsini bana bakan doktorlarından, hemşirelerimden, diyetisyenlerimden ve okuduğum bazı kitaplardan öğrendim. Öğrenirken düşündüm, bilgilerimi yaşadıklarımla karşılaştırdım ve yazarken artık bu bilgilerin benim bir parçam olduğunu anladım. İşte o zaman bilgilerimi, deneyimlerimi, sorunlarımı, sevinçlerimi, yalnızlıklarımı sizinle paylaşmaya karar verdim. Günlüğümdeki her cümleyi benden size gönderilmiş bir armağan gibi okuyun. Ben bunları yazdım ve her cümleyle biraz daha iyileştim. Dilerim siz de okurken iyileşir ve beni mutlu edersiniz.