Semenderlerle Savaş kitaplarını, Semenderlerle Savaş sözleri ve alıntılarını, Semenderlerle Savaş yazarlarını, Semenderlerle Savaş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İnsanlar eğer bir şey kendilerine hizmet eder, işlerine yararsa, o şeyi gizemli bulmazlar, sadece eğer zararlı ve korkutucuysa gizemli gelir onlara..."
Fantastik bir roman olsada, bilimkurgu-distopya edebiyatinın güzel eserlerinden biri.
Bildigimiz belkide bilmediğimiz, bir metre boyunda ve iki ayakları uzerinde durabilen semenderler.
Her şey Tana Masa adasinın kıyısında, halkın cin diye adlandirdiğı garip bir deniz hayvaninın kaptan Van Toch tarafindan keşfedilmesiyle başlar. Bu canlılar insanı taklit edebiliyor, dil oğrenebiliyor ve iyi bir işçi gibi her yerde çalışabiliyorlar. Evet medeniyeti gelistirecek yeni köleler ve gelişmiş ulkelerin yeni askerleri.
İşte bu noktada insanoglunun para kazanma hırsı devreye girmistir ki bu insanlığın sonunu getirecektir.
Kitabın yazıldiğı yıllar Almanya'da milliyetciliğin yukseldiği ve nazizm'in tehdinin ayak seslerinin geldiği dönemlerdir, bu noktada kimi eleştirmenler semenderlerin Naziler oldugunu da ifade etmiştir. Ancak kesin olarak şunu soyleyebiliriz ki roman genel olarak totalirizmin ve insanlığın hırsının genel bir betimlemesini sunuyor.
Sonuçta Semenderlerle Savaş, tıpkı Dunyalar Savaşı filmindeki gibi temelde insan ve gayri-insan arasındaki mücadeleyi, insan olmanın bu iki kutup arasinda gidip gelişini konu ediyor. Uzaylilar ya da semenderler, hep ötekiler. Son olarak şunuda belirtmeden gecemeyeceğim; yazar Karel Capek, 1920 yılında yazdığı R.U.R ( Rossum'un Uluslararası Robotları) tiyatro eseriyle ilk defa robot kavramını ortaya atan kişi olarak bilinir.
İtiraf edeyim, bazen bir dizi yanlış yapan ya da yalan söyleyen birini dövmekten büyük keyif duyardım; ne yazıkki bunu yapamıyorum çünkü ya ben onları dövemeyecek kadar güçsüz oluyorum ya da onlar kendilerini koruyamayacak kadar güçsüz oluyorlar.
Sokağın köşesindeki dilencinin yanında bir süre durun; gelip geçenlerden kimlerin durup cebinde bir kaç kuruş arandığını gözlemeye çalışın; on kişiden yedisi zaten yoksulluk sınırında yaşayan biri olacaktır; kalan üçü de kadındır.