Fiziksel acıyı göğüslemek kolaydı. Nasılsa bir gün geçerdi. Yüzündeki ifadeye de sahip çıktığında acını kimse göremezdi. Ama ruhunun çektiği acı, zihnini de yanına alıyordu. Beyin hasar aldığında... İşte o zaman insan kendini tanıyamaz hâle geliyor, mantık denen şey ne zaman döneceğini bilmediğin bir tatile çıkıyordu.
Küçük yaşlarda ağlamanın fayda getirmediğini anladığından beri ağlamak nedir hatırlamıyordu. Ama istemişti. Sıkışıp kalmış gibi hissettiği ruhunun rahatlamaya ihtiyacı vardı.