Yaklaşık 8 yıl sonra tekrar okudum ve... Etkisi aynı. Yine ağladım. Sonunda ne olacağını bildiğim halde.
Will Traynor bence gerçekten bencil bir adam... Ama bu onu sevmeme ve biraz da olsa anlamama engel değil :( Hayatının ne kadar zor olduğunu sadece tahmin edebilirim sonuçta. Fakat Lou'ya bir şans bile vermemesi, 'yeterli değil' demesi içime dert oluyor. Kendimi Lou'nun yerine koyup duruyorum. Sevdiğim insanın ötenazi ile, gözlerimin önünde bu dünyadan ayrıldığını görsem ben kafayı yerdim galiba.
Lou'nun baktığı her şeyde onu hatırlayacak olması bir yana, en ufak şeyde bile, aldığı en güzel hediye olan sarı-siyah çizgili arı çoraplarını giydiğinde bile, üzülmemesinin imkanı yok.
Okurken sürekli düşünüp durdum. Sevdiğiniz insanın ne zaman öleceğini bilmenin, bu fikrinden onu vazgeçirmeye delicesine çabalayıp başarılı olamamanın, size yeterli olmadığınızın söylenmesinin nasıl hissettireceğini. Bunun empatisi bile kalbimi sıkıştırdı. Çok zor bir durum. Ne diyebilirim ki...
Etkisini yine bir süre üzerimden atamayacağım bu kitabın.