Yusuf, ailesiyle birlikte göçebe çadırında yaşayan bir gençtir. Kendisi gibi yoksul bir ailenin mavi gözlü kızı Serva'ya aşık olur. Ama ne aşk! Ona ondan habersiz sayfalar dolusu mektuplar ve şiirler yazar.
Bir gün ailesiyle birlikte Hatay'a taşınmak zorunda kalır. Yaşayamadığı, kavuşamadığı ama en azından yakınında olduğu Serva'sını geride bırakmak, Yusuf için daha elemli günlerin başlangıcı olur.
Bu başlangıcın sonu sevgiliye varır mı?
~
Herkese göre değişebilir, bu zevki durum tabiiki de lakin ben sanırım şiirleri çok sevmemden kaynaklı olsa gerek şiirlerle, sözlerle bezenmiş kitapları okumayı çok seviyorum.
Yusuf'un, Serva'sına olan duygularına kalemiyle satırlarında hayat verişine hayran kalmamak elde değil. Sevgisini, özlemini Serva'sı duymasada öyle güzel dile getiriyor ki... Bunu kimi zaman teyble kasete kayda alıyor kimi zamansa sayfalar dolusu kağıtlara döküyor.
Ve o gelecekmişçesine bekliyor.
Ne dersiniz gelir mi?