Kurudum da kadid oldum kumlarda
Bir sefer bekleye bekleye her gün ben.
Enginlerden bir rüzgâr esmez mi serin serin
Pul pul ürperişler geçer içimden
Bir gün atlayıveresim gelir şu kıyılardan
Işıl ışıl yeşil yeşil sulara.
Al başını çek git, der deli gönül
Verip kendini bir büyük rüzgâra!
İnsaniyetinize sığınıyorum!
Görmediğim, bilmediğim yerlerde
Arayacağım, bir kör umut, birini:
Ben nerde değilsem orda olanı,
Göğünden kaçan kuşu
Ve denizinden kaçan balığı arar gibi.
Bildiğim, bilmediğim tüm sazlara
Vuracağım vuracağım bu gece.
Bilinmez bir perdede, bir titreşimde
Duyarım belki sesini.
Kitledim bu gece, açmam
Tüm anılara kapımı.
Ben kavalımdan kaçan bir havanın peşindeyim,
Rüzgârlarla uğraşacak vaktim yok,
Kimse girmesin içeri.
Girer bir çıkmaza çıktığım her yol.
Girdiğim her kapıdan ölüm çıkar.
Bir yangındı.. yandı, söndü sandığım saatlerden,
Hâlâ mı hâlâ bir acı tütün çıkar.
Hangi kuşun yüreğini yarsalar bu havada
Hepsinden senin üstüne bir gönül türküm çıkar.
Kurudum da kadid oldum kumlarda
Bir sefer bekleye bekleye her gün ben.
Enginlerden bir rüzgâr esmez mi serin serin
Pul pul ürperişler geçer içimden.
…
Çek beni fırtına, çek beni deniz!
Bırak beni sahil, bırak beni kum!
İnsaniyetinize sığınıyorum!
Gezdiğimiz bir gezer müzeydi sanki
Nereye gitsek, ne vakte, beraberdik.
Ne ölü kuş gölgeleri düştü üstüme, kimbilir
Ve kimbilir ne renkler, ne ötüşler, ne uçuşlar
Ne kuş düşleri içinde görüp durdunuz beni.
Sonra bir gün zil çalacak yine,
Hiç kimseler, kimsecikler duymayacak...
Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz...
Tâ içimden birisi kalacak oralarda...
Ben gideceğim.