Sessizlik Oteli,önce okuyucuyu İzlanda'ya götürüyor.Jonas;49 yaşında eşinden ayrılmış, kızının biyolojik babası olmadığını öğrenmiş, annesi bakımevinde, demans hastalığının pençesine düşmüş yani hayatı başına yıkılmış bir adam.Kitabın ilk bölümünde onun geçmişini, depresyonunu,varoluş sıkıntısını okuyoruz.Sonra hayatını sonlandırmak üzere çok uzaklarda,savaştan yeni çıkmış ,oldukça tehlikeli bir ülkeye gidiyor, kendini asmak için matkabını da yanında götürüyor.Sonrasinda ise hikaye bambaşka bir yere evriliyor.O ülkede insanların travmaları, savaşın yarattığı çöküntü ve imkansızlık,insanların yaşadıkları Jonas'ın hayatını da etkiliyor.Kendi hayatı dışında her şeyi tamir etmede usta olan Jonas kendini yeni bir serüvenin içinde buluyor.Iki ulke arasındaki yaşam ,kültür ve bakışaçısı farkı,Jonas'ın bu yeni, isimsiz ülkede boğuşmak zorunda kaldığı zorluklar dünyadaki eşitsizliği de gözler önüne seriyor aslında.Bol diyaloglu, oldukça derin detaylar içeren, insanı düşündüren, İskandinav edebiyatının dinginliğiyle beraber oldukça akıcı bir anlatıma sahip ,kısa ama etkili bir eser.Ayrıca yazarın kullandığı yara,göbek deliği gibi simgeler eseri daha da kıymetlendirmiş.Bu kısa ama keyifli eseri çok beğenerek okudum.Güçlü ve güzel bir eser.