“...Günleri iple çektik. O zamanlar iple çekiliyordu. Gelecek, sonraki zamanlarda olduğu gibi korku, endişe, kafa karışıklığı ve belirsizlik getirmiyordu.”
“...Hani gerdanının altında, midenin üstünde bir sıkıntı vardır. Belli belirsiz bir kitledir bu, bir kör duman... Unutmaya çalışırsın, çabalarsın, kaçmak istersin ondan, olmaz. Sırf onu unutmak için derin uykulara dalarsın. Ama gecenin bir yarısı uykun bölünür gene. O an, içindeki sıkıntıyı bir an hatırlamakta güçlük çekersin. Ama o vardır, çünkü o hep oradadır. Kendi kendine ‘benim ne derdim vardı, benim bir açmazım, bir sıkıntım vardı, neydi neydi’ diye ısrarla sorarsın. Çok geçmeden o ağır gerçekle apansız karşı karşıya gelirsin.”