Adı bile değişen Akçalı köyünün insanları hem de insan gibi insanları, avuç içlerinizi kanatırcasına yakıyor canınızı. Atiye, Dirmit, Huvat, Seyit, Halit, Nuğber, Mahmut ve daha nice insan ruhunuzun bir noktasını çiğniyor. Birbirinden gerçek karakterler birbirinden büyülü hayatlarıyla rüyalarınıza giriyor. “Allah’ım n’olur bu gerçek olmasın!” dilekleriyle soluk soluğa çeviriyorsunuz sayfaları. “İnsan değişir.” dersleri ile çeşnili cümleler “İnsan değişmez.” sloganlarıyla bölünüyor. Yaşama tutunmak ya da kendini tutamak yapacak hayallerle geçen ömürler. Bilmemek salına binip bilinmezlik denizinde boğulmamaya çalışarak yaşayan insanların mucizesi. Ölüm kaç kere çalar bir insanın kapısını? Ölümü çağırmak mümkün mü? Azrail’e anlaşmak Atiye haricinde bir insana nasip oldu mu? Görünüşe göre ölümle aramız hiç iyi olmayacak. Kitabı kapattım ve bağırmak istedim:
“Ey sevgili arsız ölüm, yüreğin tükensin!”