Sevgi duyan kimse,bir insanın tek başına ayakta durmasına,kendi olmasına,özüne sahip olmasına yardım etmenin hakikatte,bir insanın diğerine yapabileceği en büyük ve tek iyilik olduğunu anlamıştır.
Dolayısıyla bir insan kendini bilmezcesine kalkıp da,bir diğerinin kalbinde sevgi yaratacağım ve yaratabileceğim hayaline kapılırsa,bu tastamam sevgisizliktir ve zerre kadar imar edici değildir;bu cihetle her işgüzar ve cakacı heves ne sevgiyi imar eder ne de bizzat imar edicidir.
Eğer herhangi biri sana karşı bir hareketiyle veya sözüyle, seni hakikaten imar olmuş hissettirmiş ise bu, sen o kimsenin senin içinde sevgi olduğunu varsaydığını hakikaten capcanlı biçimde hissettiğin içindir
Bir insan diğer bir insanı ahlaki ve manevi yönden nasıl geliştirebilir? Kierkegaard'un ifadesiyle, "opbygge" yani imar edebilir? Bunu diğer insanın içinde sevgi olduğunu varsaymak suretiyle yapabilir.
Değişimden geçmekte olan şey sürekli kendini kazanmış olur, insan onun hakkında , sürüp bittikten sonra sadece, "o vardı" diyemez, ama" o sürdüğü sürece vardı" diyebilir.