Evreni anlama çabasını rubailerine gizlemiş bir şair...
Sayılarla oynayan bir matematik ustası...
Göğü izleyen bir astronom...
Bir cadircinin oğlu olan ÖMER HAYYAM.
Kitabı okurken sadece Hayyam hakkında değil,medrese arkadaşları HASAN SABBAH ve NİZAM'UL MULK'un de kendi yollarını nasıl çizdiklerini,kendi kaderlerini nasıl yaşadıklarını görürüz.
HAYYAM'in "Hiç"olma yolunda "şey"e varışını okuruz.
...
"Şimdi,bu an,Seni andığım,Senden başkasını her solugumla yeniden ve bir daha sildigim şu an,korkarak türlü günahtan,bu derin yasa gömülüp kendimi de siliyordum.
Senin adını aniyordum.
Seni aniyordum.
Seni andikca şeyler silindi.
Her şey birer birer yok oldu.
Şimdi sadece Sendeydim.
Seninleydim.
Giderek kendim de silindim.
Sadece sen vardın.
Zaman yoktu.
Onu gördüm.
Onu gördüm,zamansizligi gördüm.
Seni görüyordum,sadece Seni görüyordum.
Şimdi,senden başka hiçbir şey bilinmiyordu
Bu denklemi ilk kez gördüm
Bilinmeyene şey dedim.
Şimdi her şey, şeydi."(sayfa 31)