Seyahatname Gönderileri
Seyahatname kitaplarını, Seyahatname sözleri ve alıntılarını, Seyahatname yazarlarını, Seyahatname yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sonsöz
"Ben, Tanrı'nın, insanların dünyada başka nelerin olduğunu öğrenmesi için bizim geri dönmemizi istediğine inanıyorum."
Sayfa 366 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Bunların dışında, Tatarlar savaşa girdiğinde düşmana karışmaz, çevrelerinde dolanır, bir o yandan, bir de bu yandan ok atarlar, bazen de kaçar gibi yaparlar ama kaçarken kendilerini kovalayan düşmana, geriye doğru ok atmaya devam ederler, yüz yüze savaşıyorlarmış gibi atları da, insanları da öldürürler; böylece düşmanları zafer kazandıklarını sanırken yenildiklerini fark ederler, Tatarlar da düşmana zarar verdiklerini görüp yeniden üzerlerine saldırırlar, onları yiğitçe yenilgiye uğratırlar. Tatarlar atlarını ani dönüşlere o kadar eğitmişlerdir ki, atlar bir işaret üzerine istenilen yere dönerler; Tatarlar bu şekilde çok savaş kazanmıştır.
Sayfa 116Kitabı okudu
"tek gözle cennete gitmek, iki gözle cehenneme gitmekten iyidir"
Sayfa 61Kitabı okudu
marco polo taşkömürü ile tanışıyor :)
Katay bölgesinde topraktan siyah, parlak bir ağaç çıkıyor. Daha doğrusu ağaca benzer bir şey çıkarıyorlar toprak altından. Artık siyah taş mı desem, ne desem bilmiyorum. Yalnız bütün Katay bölgesinde çok bulunuyor bu siyah taş.
Bu parlak ve siyah taşı ateşe atın, öyle parlak alevle yanıyor ki, göz kamaştırıyor âdeta. Sonra odundan da çok sıcaklık veriyor. Bu siyah taşın bir özelliği de şu: Akşam bu siyah taştan ateş yakıyorsunuz, o bir güzel yanıyor, ısıtıyor etrafı, ama sabah uyandığınız zaman bile o siyah taşın iç ten içe yandığını görüyorsunuz.
Sayfa 134Kitabı okudu
Piyadelerin yanı sıra yüz bin atlısı olan Hülagü, ordusunun halife ile halkına küçük gibi görünmesi için askerlerinin bir kısmını şehrin bir tarafına yerleştirmiş, bir kısmını ormana gizlemiş ve geri kalanıyla şehrin kapılarına kadar gitmiş. Düşman askerlerinin az sayıda olduğunu gören ve Muhammed'e güvenen Halife bu orduyu tamamıyla yok etmeye karar vermiş ve bunun için askerleriyle birlikte şehirden çıkmış. Hülagü bunu görür görmez kaçar gibi yapıp Halife ile ordusunu kendi askerlerini gizlediği ormana kadar çekmiş ve burada etrafını sarmış, hem Halife'yi hem de şehri ele geçirmiş. Şehir ele geçince altın dolu bir kule bulunmuş ve Hülagü bu duruma çok şaşırmış. Halife'yi huzuruna getirtmiş, onu yaklaşan bu büyük savaşa rağmen hazinesiyle kendisini korumaları için daha çok asker almadığı için azarlamış, sonra da yanına yiyecek verilmeden bu kuleye hapsedilmesini emretmiş, böylece Halife'nin sefil hayatı hazinesinin yanında sona ermiş.