"Ben seni duymaya sevdâlıyım..."
Öyle bir duymak ki; sesin en sona kaldığı... Zerrelerinden, sadrından, henüz geçmediği yollardan izini duymak... Bilmeden bîhaber iken de... Hatta daha ötesi ki, muhatabın dahi bilmediği yerden bildirilmişlik ve öyle bir duymak...
Bu duymak; yaşamak muhatabı en uzağın en yakınından, bu duymak; kalbinin kalbin olması... Duymak; onu görmeden baktığı yeri görmek sadrında ve bilmek gözlerini kaç kez kırptığını...
Öyle yââ bu kez de yaslanıverelim duymak âlemine....
Öylece, usulca...
"Ben seni duymaya sevdâlıyım..."
Bazen bir cümle için okunmaya değer bazı kitaplar; eğer bir cümle için okumak isteseydim bu dize için okurdum ....
Oysa bu öteliğe benzer nice dizeler saklı kitabın içinde...
Okunulası çokça, duymanın ötesini duymak isteyen varsa...