İzmir'de Ayın belirli günlerinde, başta özel harekat polisi Mehmet Akdağ'ın arkeolog olan babasının ölümü ile başlayan cinayetlerin sır kapısını, polislerden önce davranarak kendisi temkinli ve soğukkanla araştırmaktadır.
Polisiye, aksiyonlu, korku ve yüksek gerilim ile okuyacağınız Şeytanın Günü kitabının her sahnesinde tüyleriniz diken diken olacaktır.
Mehmet, babasının çalışma odasında bulduğu Ruhların Kitabı'nda yazılan şu cümleler: "Dedikleri bu defter açıldığında, uyuyan bütün kötü ruhlar yeniden uyanacak ve defteri açan er ya da geç ölecektir." dikkatini çekmiştir. Cinayetlerde genelde bir yara izi olur. Bu cinayetlerde öyle bilinen bir yara izi olmaksızın maktullerin iç organları çıkarılmaktadır. Bu ürpertici olay daha bir dikkat çekici.. Bu da kötü ruhların, cinlerin ve şeytanların işi olmaktadır.
Nasıl oldu da öldürülenlerin hepsi bu kötü ruhlarla bir bağlantısı oluyor?
Mehmet Dağcı, cinayetlerin katillerini araştırırken ucu Van'daki Nemrud Harabelerine dokunmaktadır. Nasıl yani? Dediginizi duyar gibiyim. Ben de sayfaları çevirirken, olur mu öyle şey? dediğim oldu.
Evet, yalın ve akıcı bir dille yazılan Şeytanın Günü kitabını korku ile okurken Diyarbakır'ın, Van'ın tarihini, önemini ve haklarında bilmediğiniz muhteşem bilgilere sahip olursunuz. Yazar bu bilgileri verirken mutalaka buraları gezmeliyimz, diyeceksiniz.. Ve kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum.