Geniş bir perspektif sunan kitabımız İngiltere'de geçiyor ki ben İngiliz edebiyatına özellikle kadın yazarlarına bayılırım Detaycı ilerleyişleri, kadın erkek ilişkileri konusundaki bakış açıları ve yanlışları üstüne basa basa söylemeleri,toplumsal problemleri ele alışları, adeta sessiz ve derinden lafları beni benden alır. Ayrıca tasvirleri de o evlerde yaşıyormuş,o çayırlarda gezintiye çıkmış etkisi yaratır bende.
Caroline ve Shirley birbirine zıt karakterli ama çok iyi arkadaşlık kurmuş iki karakter. Biri ne kadar nahif ve sessiz, duygularını içinde yaşayan, maddi durumu da iyi olmayan biriyse diğeri de bu saydıklarımın tam tersi. İki kardeşe aşık olan bu iki kızımız aslında karşılarındakini yanlış anlayarak bir çok olaya dahil oluyor. Öyle ki nahif olan kızımız aşkından ölüm döşeğine bile düşüyor (Bkz: Aşk-ı Memnu Beşir vakası)
Shirley kitaba adını veren karakter olarak zengin, iş güç sahibi, aileden varlıklı ve soylu, dobra, erkekleri laflarıyla tokatlamayı seven bir karakter.
Robert ise borçlardan kurtulmaya çalışan ve Shirley adına çalışan bir tüccar.Onun bitik tüccarlığı,borçlardan kurtulamaması aslında hem savaş hem de Sanayi Devrimi etkisi. Makineleşme yüzünden işten çıkardığı köylü ona bileniyor ve saldırı düzenlemeye çalışıyor. Makinelerini yağmalıyor vs. Büyük bir buhran var o dönem için köylülerde, haklı olarak bir anda işsiz ve aç kalacak olmak, çıkmaz bir sokak onlar için de.
Yani toplumun bir çok yeniliği ve sancılarını içinde barındıran bu güzel roman beni epey etkiledi, dönemsel bilgilere doyurdu. Uzun bir süre, sindire sindire okunacak güzel bir kitaptı.