Öykülerini büyük bir beğeni ile okuduğum Başar Başarır, ilk romanı olan Sibop ile de hayal kırıklığına uğratmadı beni.Başar Başarır öykülerine aşina olanlar bilir ki dili kullanmada ustadır.Yerel deyişler, küfürler, argo sık sık yer alır metinlerinde.Şiirde küfrü en estetik kullanan Can Yücel ise düz yazıda Başar Başarır'dır benim için.Sibop ile öyle bir antikahraman yaratmış ki uzun süre yer edecek hafızamda.Sibop Orhan, dürüstlüğü, gerçekçiliği ve romantizmi (kendine özgü) ile büyüledi beni.Kentsel dönüşüm adı altında kent belleğimizin yok edilişine,köprüler yapmak amacıyla ormanlarımızın katledilmesine en önemlisi çökmüş adalet sistemimize sağlam eleştiriler getiriyor Başar Başarır.Popüler kültür de bundan payını alıyor.Çok severek okuduğum bir kitap oldu Sibop.
“Anam ‘sen zaten’ diye başlamayagörsün, dünyayı babamın başına yıkana kadar susmazdı. Adamcağız gözümüzün önünde büzüşür, küçülür, yok olurdu. Bi “zaten”de neler gizlidir bilir misiniz? Bütün sorulmamış hesaplar. Ses çıkarılmamış hatalar. Hoş görülmüş, görmezden gelinmiş, katlanılmış her türlü yanlış. Sonradan ortaya çıkan mahsurlar… Kapı aralığında komşu teyzelerden öğrenilen ve kişiyi kıskançlığa boğan bir dedikodu. Zaten demek, doldum ben demek. Zaten demek, geçen gün yediğin haltı daha unutmadım demek. Zaten demek, alakasız mevzuları bir araya getirip başından aşağı şimdi boşaltıyorum demek. Görülecek hesabımız var, hiçbirini unutmadım, bana yutturamazsın… Sen zaten…”syf 32