Siborg Manifestosu

Donna Haraway

Siborg Manifestosu Quotes

You can find Siborg Manifestosu quotes, Siborg Manifestosu book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
‘Yeni Sanayi Devrimi’ hem yeni bir dünya çapında işçisınıfı, hem de yeni cinsellikler ve etnisiteler üretmektedir. Sermayenin aşırı hareketliliği ile yeni ortaya çıkmakta olan uluslararası işbölümü, yeni kolektivitelerin ortaya çıkması ve bildik gruplaşmaların zayıflamasıyla el ele yürümekte­dir. Bu gelişmeler ne toplumsal cinsiyet ne de ırk bakımın­dan tarafsızdır. İleri sanayi toplumlarındaki beyaz erkekler yeni bir olgu olarak sürekli iş kaybetmeyle yüz yüze gelmektelerken, kadınlar da maaş bordrolarından erkeklerle aynı oranda ve hızla kayboluyor değillerdir. Burada vurgu­lanmak istenen, salt ihraç malları işleyen sektörlerde, bil­hassa elektronik alanında faaliyet gösteren bilim-tabanlı çokuluslu şirketlerin, Üçüncü Dünya ülkelerindeki kadın­ların işgücünü tercih etmeleri değildir. Karşımızda daha sistematik bir resim durmakta ve bu resim yeniden üreti­mi, cinselliği, kültürü, tüketimi ve üretimi kapsamaktadır.
"...ben tanrıça olmaktan ziyade siborg olmayı tercih ederim."
Reklam
‘Beyaz ırktan olmayan kadınlar’ (günde­lik hayatlarına dünyanın her tarafındaki cinsel pazarın, emek pazarının ve yeniden üretim politikalarının ışık tuttu­ğu gerçek kadınlardır bunlar), bilim-tabanlı endüstrilerin tercih ettikleri iş gücü niteliğidir. Seks ve elektronik montaj sanayilerinde çalıştırılan genç Koreli kadınlar, entegre dev­reyi kullanabilecekleri derecede eğitim sağlayan liselerden seçilmektedirler. Okur yazarlık (özellikle İngilizce olarak okuyup yazmayı iyi bilmek), ‘ucuz’ kadın emeğini çokulus­lu şirketlerin gözünde son derece cazip kılmaktadır.
Yeni iletişim teknolojileri, ‘kamusal hayat’ın herkes için silinmesinde temel bir öneme sahiptir. Bu da, kalıcı ve ileri teknolojili askeri düzenin -çoğu in­sanın, fakat özellikle kadınların kültürel ve ekonomik ba­kımdan zararlarına olacak şekilde- mantar gibi yayılması­nı kolaylaştırmaktadır. Video oyunları ve son derece minyatürleştirilmiş televizyonlar gibi teknolojiler, anlaşılan modern ‘özel hayat’ formlarının üretiminde can alıcı bir yere sahiptir. Video oyunlarının kültürü yoğun bir şekil­de bireysel rekabete ve dünya-ötesi savaşa göre ayarlan­mıştır. Dolayısıyla burada üretilen, ileri teknolojili ve toplumsal cinsiyet ayrımına dayalı hayal ürünleri, gezege­nin mahvolmasını ve bunun sonuçlarından bilim-kurguyla kaçmayı akla getirebilecek hayal ürünleridir. Kaldı ki, bizim hayal ettiklerimizden çok daha fazla bir militerleşme söz konusudur; elektronik ve nükleer savaşın diğer gerçekliklerinden kaçmak mümkün değildir. Üstelik bunlar, nihai anlamda bir hareketlilik/mobilite ve kusur­suz değiş-tokuş vaat eden (yeri gelmişken belirtelim, tu­rizmin -o kusursuz mobilite ve değiştokuş pratiğinin- dünyanın en büyük endüstrilerinden biri olarak ortaya çıkmasını sağlayacak) teknolojilerdir.
Bazı ikiliklerin Batı geleneklerinde ısrarla ortadan kalkmadıklarını gözlemliyoruz; bu ikilikler, ka­dınların, beyaz ırktan olmayan insanların, doğanın, işçile­rin, hayvanların tahakküm altında tutulma mantığı uygu­lamaları (kısacası, ötekiler olarak ‘kurulan’ -ve işlevleri benliğe ayna tutmak olan- herkesin ve her kesimin tahak­küm altına alınması) açısından hep sistemli bir şekilde var olmuştur. Hep sorun olarak duran bu ikiliklerin başlıcaları şunlardır: benlik/öteki, zihin/beden, kültür/doğa, er­kek/kadın, uygar/ilkel, gerçeklik/görünüş, bütün/parça, fa­il/kaynak, yapan/yapılan, etkin/edilgin, doğru/yanlış, ger­çek/yanılsama, tam/kısmi, Tanrı/insan. Benlik, tahakküm altında olmayan ve bunu, geleceği elinde tutup tahakküm deneyimiyle ‘ benliğin özerkliği’ yalanını ifşa eden öteki sa­yesinde bilen Bir’dir. Bir olmak özerk olmak, güçlü olmak, Tanrı olmaktır; fakat Bir olmak, aynı zamanda bir yanılsa­ma olmak, dolayısıyla ötekiyle bir kıyamet diyalektiğine girmiş olmak demektir. Öteki olmaksa, açık bir sınırı bu­lunmadan, aşınmış ve tözsüz haliyle çoğul olmaktır. Bir çok azdır, fakat iki de çok fazla.
"Angio-Sakson Viktoryen dönemlerdeki küçük kızların bebek evlerine düşkünlükleri, kadınların küçük olan şeylere dikkat etmeye zorlanmaları; bunların hepsi bu dünyada oldukça yeni boyutlar kazanmaktadır."
Reklam
55 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.