Kitap birkaç sayfalık hikayelerden oluşuyordu. Ne yazık ki büyük çoğunluğu da son derece basit ve yavandı. Erskine Caldwell her ne kadar döneminde önemli bir yere sahipse de bu ciltte derlenen hikayeler bunun aksini gösterir gibiydi. Hemen hemen her hikayede bir yarım kalmışlık vardı. Bu yarım kalmışlık da kurgunun devamını okuyucuya bırakan tarzda değildi. Daha çok eksik bir yapıya sahip bir yarım kalmışlıktı. Tüm bunların yanında hikayelerde gerçekten akılda kalan, yoğun hisler beslenen karakterlerin olmaması da önemli bir eksiydi. Karakterler sanki günlük hayatta birkaç saniyeliğine gördüğümüz yabancı insanlar gibiydi. Bu yüzden de hikayelerin zihinde yer edinmesi de son derece güçtü. Kitaptaki mekan ve karakter seçimlerinin birbirine benzemesi de ister istemez çok tekrara düşüldüğünü hissettiriyordu. Kitabın çevirisine de değinmeden geçemeyeceğim. Önemli teknik hatalarla ve eksik bilgilerle doluydu. Maalesef pek tavsiye edemeyeceğim bir kitap.