Şifa-i Şerif Şerhi 1

Kadı İyaz

Şifa-i Şerif Şerhi 1 Sözleri ve Alıntıları

Şifa-i Şerif Şerhi 1 sözleri ve alıntılarını, Şifa-i Şerif Şerhi 1 kitap alıntılarını, Şifa-i Şerif Şerhi 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evlilik Sığınaktır
Rahman'ın o has kulları "Ey Rabbimiz! Bize göz aydınlığı olacak eşler ve nesiller bağışla ve bizi takva sahiplerine önder eyle!", derler. Furkan suresi, 74. Ayet
Resûlullah (s.a.v) iki şeyden birini yapma konusunda serbest bırakıldığı zaman, günah olmadığı takdirde mutlaka onların en kolay olanını seçerdi. Yapılacak şey günah ise, ondan en uzak duran kendisi olurdu.
Reklam
Peygamber Efendimize gelince o gündüzlerini üçe taksim ederek bir bölümünü Allah'a ibadet ve taate, bir bölümünü evinin ailesinin hizmetine ve onlarla meşgul olmaya, diğer bir bölümünü de kendisine ayırırdı. Kendisine ait olanı da kendisi ile insanlar arasında taksim eder,ayrıca yakın arkadaşlarından diğer insanların dertleri ile ilgilenmelerini ister ve onlara dert ve ihtiyaçlarını bana iletemeyenlerin isteklerini bana ulaştırınız. Bunda bana her kim yardımcı olursa o dehsetli kiyamet gununde Allah Teala onu korktuğundan emin kılar,buyurmuştur
Sallallahu aleyhi vesellem
Fahri Cihân Efendimiz, hüzmetkârı Enes İbni Malik'e: "İki kulaklı" diye takılırdı. Canım Peygamber'im :)
Peygamberimiz Efendimiz'in mal konusundaki davranışına ve ahlâkına bir bakalım. Allah Teâlâ ona yeryüzünün hazinelerini bağışlamış, ülkelerin fethini nasip etmişti. Daha önce hiçbir peygambere ganimetler helâl kalınmadığı halde ona helâl kılınmıştı. Onun sağlığında Hicaz, Yemen ve bütün Arap yarımadası ile Suriye ve Irak topraklarının bir kısmı fethedilmişti. Bu fetihlerde elde edilen ganimetlerin beşte biri yani humus, gayri Müslimlerden alınan baş vergisi demek olan cizye ve zengin Müslümanlardan alınan zekât paraları o kadar çoktu ki, pek az kral dışında hiçbir hükümdar bile bu kadar parayı toplayamazdı. Bir de yabancı krallar Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve selleme çeşitli hediyeler gönderirdi. Fakat o bütün bunlardan hiçbir şeyi, hatta bunların tek bir dirhemini bile kendisi ve ailesi için almaz, onları harcanması gereken yerlere harcar, başkalarını zengin eder ve Müslümanları her bakımdan güçlendirirdi.
Sayfa 214
Bir gün Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem kabristana geldi ve: "Selam size ey mü'minler diyarı! İnşallah biz de size katılacağız. Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim." dedi. Ashâb-ı kirâm: "Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah?" dediler. Resûl-i Ekrem: "Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır." buyurdular. Bunun üzerine ashâb: "Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah'ın Resûlü?" dediler. Peygamber Efendimiz: "Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?" diye sordu. Sahâbe: "Evet, tanır, ey Allah'ın Resûlü." dediler. Resûl-i Kibriyâ: "İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nûrlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler. Ben havuzun başına onlardan önce varacağım." buyurdular.
Sayfa 439 - Müslim, Tahâret 39, nr. 249; İbni Mâce, Zühd 36. nr. 4306.
Reklam
Her daim sünnete ittiba...
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem hayatta bulunduğu sürece bütün olumsuzluklara karşı en büyük güvence idi. Onun vefatından sonra sünneti yaşatıldığı takdirde, söz konusu güvence devam edecektir. Sünneti ortadan kalkıp uygulanmaz hale gelince, işte o zaman dünyevi sıkıntılar (belalar) ve dini kargaşalar (fitneler) birbirini kovalaycaktır.
Cenâb-ı Hakk'ın kuluna olan sevgisinin en ileri derecesi, kulun kalbindeki nefsânî örtüleri kaldırarak onun Kendisini görüyormuş gibi bilmesine ve ilahi tecellileri fark etmesine fırsat vermesidir. İşte o zaman kul, şu hadîs-i şerîfte buyurulan mertebeye erer: "Kulumu sevince de Ben (âdetâ) onun işiten kulağı, gören gözü, konuşan dili olurum.
Sayfa 446
Hz. Hafsa radıyallahu anhâ da şöyle demiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin benim evimdeki yatağı, ikiye katladığımız bir keçeydi. Allah'ın Elçisi de onun üzerinde uyurdu. Bir gece o keçeyi dörde katladık. Sabah olunca Peygamber aleyhisselam: "Bu gece altıma ne serdiniz?" diye sordu. Biz de dört kat keçe serdiğimizi söyledik Şöyle buyurdu: "Onu eskiden yaptığınız gibi seriniz. Çünkü yatağın yumuşaklığı, gece namazına kalkmama engel oldu." Peygamber Efendimiz bazen de hurma lifinden örülmüş bir döşekte uyurdu. Bu yüzden de vücudunun yan tarafında örgü izleri kalırdı.
Sayfa 309
Peygamber Efendimiz'i en iyi tasvir edenlerden biri olan Umma Ma'bed, hicret sırasında görüp tanıdığı Resûl-i Ekrem'i şöyle anlatmıştı: "Konuşması pek tatlı, açık ve netti. Söylediği sözler ne anlaşılmayacak kadar yetersiz, ne de usandıracak kadar fazlaydı. Onun sözleri bir inci dizisi gibiydi. Sesi gür ve pek âhenkliydi. Salâtü selam ona olsun."
Sayfa 196 - :')
210 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.