Şiir ve Edebiyat Sohbetleri - 2

Nihad Sâmi Banarlı

Şiir ve Edebiyat Sohbetleri - 2 Hakkında

Şiir ve Edebiyat Sohbetleri - 2 konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
Okunma
Beğeni
297
Görüntülenme

Hakkında

Milletlerin edebiyatları, ortak medeniyetlerin; dilde, sanatta ve ideolojide iştiraki zaruri; fikir, kültür ve estetik değerlerine yüz çeviremezler. Medeniyetler, kabul edildikleri ülkelerde, çok kere, dilleriyle, kelimeleriyle; fikirleri ve fe1sefeleriyle; edebi nevileri ve şekilleriyle birlikte girerler. Girdikleri yerlerden de her medeniyette yaşayacak kudrete sahip, birtakım, dil, kültür ve sanat mirasları alırlar. Ancak, bu karşılıklı alışverişler, hiçbir milleti kendi milli zevkinden, milli mizacından, milli ve tarihi değerlerinden, kısaca, milliyetinden uzaklaştıramaz. Her millet, kendi dil, kültür, sanat ve medeniyet tarihinin, kendi zevkiyle işlenmiş miraslarını (bir soysuzlaşma felaketine uğramadığı müddetçe) muhafaza eder. Bunları muhafaza ettiği müddetçe de haysiyetli millet olma vasıflarını taşır. Türk sanat ve edebiyatı, müşterek İslam medeniyeti asırlarında, tabii bir tesir ve taklit devresi geçirmiştir. Bunun yanında, İslami Türk Edebiyatı, daha ilk anlardan başlayarak milli bir çehre takınmaya başlamış ve Türkler, yeni sanat dünyasına, aşağılık duygularına kapılarak değil, tam manasıyla yukarılık duyguları içinde girmişlerdir. Önce, dile girmesi zaruri kelimelerle, bu kelimeler hangi dilden gelirse gelsin, bir ses ve mana milliliği vermeğe başlamışlar; edebi eserlerini, Türk dilinin kendi milli yapısı, milli mimarisi içinde vermişlerdir. Yabancı dil ve yabancı kültür tesirlerinin hiçbirisi, hiçbir devirde, Türkçe'nin kendi milli, tarihi ve üstün mantıklı cümle yapısını değiştirememiştir. Bir dilin sesi ve mimarisi milli olduğu ve milli kaldığı müddetçe de, o dil, başkalarından ne ölçüde kelime ve terim alırsa alsın, mutlaka milli bir dildir. Çünkü milli dil, dar ve mahdut bir kelime taassubu değil, bir milli söyleyiş hadisesidir.
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 56 dk.Sayfa Sayısı: 280Basım Tarihi: Temmuz 1982Yayınevi: Kubbealtı Neşriyatı
Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Nihad Sâmi Banarlı
Nihad Sâmi BanarlıYazar · 18 kitap
1907 yılında İstanbul Fatih'te dünyaya gelen Banarlı, Trabzon milletvekili, şair Ömer Hilmi'nin torunu, vali ve şair İlyas Sami ile Nadire Hanım'ın oğludur. Soyadını babasının ve annesinin mezarlarının bulunduğu Tekirdağ'ın Banarlı ķöyünden almıştır. Banarlı, ilk ve orta öğrenimini İstanbul’da yaptı. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu'ndan 1927 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden 1929'da mezun oldu. Daha sonra 1929-1934 yılları arasında Edirne Lisesi ile Kız ve Erkek Öğretmen Okulu'nda edebiyat öğretmenliği yaptı. 1947 yılına kadar ise sırayla İstanbul'da Kabataş, Galatasaray, Boğaziçi, Şişli Terakki ve Işık liselerinde öğretmenlik yaptı. 1947-1969 yılları arasında Eğitim Enstitüsü (1947-1967), ile Yüksek Öğretmen Okulu'nda edebiyat öğretmenliği, Yüksek İslam Enstitüsü'nde İslami Türk Edebiyatı Tarihi öğretmenliklerinde bulundu. 1969 yılında kendi isteği ile emekliye ayrıldı. Öğretmenlik yaparken birçok kuruluşta ek görevlerde bulundu. 1948 yılından itibaren Hürriyet Gazetesi'nin Edebi Sohbetler sütununda devamlı yazılar yazdı. 1953 yılında kurulan İstanbul Fetih Cemiyeti'ne girdi. Bu kuruluşa bağlı olan İstanbul Enstitüsü'ne müdür oldu. 1958 yılında Yahya Kemal Enstitüsü yayın işlerini yürüttü. Milli Eğitim Bakanlığı 1000 Temel Eser ve Çağdaş Türk Yazarları komisyonlarına üye ve başkan seçildi. 1971 yılında kurulan Kubbealtı Akademisi'ne Edebiyat Kolu Başkanı ve Akademi Dergisi müdürü oldu. 13 Ağustos 1974'de 67 yaşındayken İstanbul'da vefat etti. Mezarı Rumelihisarı’da Aşiyan Mezarlığı'ndadır. Eserleri Cumhuriyet devri yazarlarındandır. Yazı hayatına ortao­kulda iken başlamıștır. Sanat eserleri arasında hece ve aruz vezinleri ile şiirler, oyunlar, hikâyeler ve denemeleri bulunur. Öğretmenliğe başladığının ilk yıllarında Altı Ok, Orhun, Ötüken ve Atsız dergilerinde makale ve şiirleri yayımlanmıştır. Ülkü, Yahya Kemâl Mecmuası, Hayat Tarih Mecmuası, Meydan, Kubbealtı Akademi Mecmuası adlı dergilerde ve Hürriyet, Akşam ve Yeni Sabah gazetelerinde çok sayıda yazı, makale ve edebî sohbetleri yayımlanmıştır. En iyi tanındığı yayınları liseler için yazmış olduğu edebiyat kitabı ve "Resimli Türk Edebiyatı Tarihi" adlı eserlerdir.